Evet, bir çok başarıyı elde edildi çünkü o yalnız değildi. | TED | حسنا لقد حقق الكثير لأنها لم تكن بمفردها. |
Yani, arabada yalnız değildi diyorsunuz. | Open Subtitles | إذاً , هل تقصد بأنها لم تكن بمفردها في السيارة ؟ |
Evet biliyorum ama ölümüyle ilgili bir şey gördüm orada yalnız değildi. | Open Subtitles | نعم، أعرف، لكن جائتني رؤية بشأن موتها وهي لم تكن بمفردها |
Şehirden gitmek istiyormuş, ama yalnız değilmiş. | Open Subtitles | كانت ستهرب من البلدة، ولكن لم تكن بمفردها. |
Demek yalnız değilmiş. | Open Subtitles | إذن لم تكن بمفردها |
Konuşamadı. yalnız değildi. | Open Subtitles | لم تستطع التحدث لم تكن بمفردها |
Evet, hatırladım. yalnız değildi. | Open Subtitles | نعم لقد تذكرت هي لم تكن بمفردها |
Teyzemiz yalnız değildi. | Open Subtitles | خالتي باولا لم تكن بمفردها |
Belki de yalnız değildi. | Open Subtitles | ربما لم تكن بمفردها |
Evde yalnız değildi. | Open Subtitles | لم تكن بمفردها |
Demek yalnız değilmiş. | Open Subtitles | إذن لم تكن بمفردها |
Üstçavuş Cryer'ın cesedi, uzun süre denizde sürüklenirken, yalnız değilmiş. | Open Subtitles | جثة الرقيب الاول (كراير ) لم تكن بمفردها بفارق كبير من الوقت فاتحة للشهية |