"لم يبقى" - Translation from Arabic to Turkish

• kalmadı
• kaldı
• kalmamış
• kaldık
• kalmadığını
• Geriye
• kalmamıştı

Yapılacak bir şey kalmadı. Celladı hazırlayın!
.. لم يبقى لنا شيء لنفعله جهز الجلاد للإعدام

İkisi de yanıverdi. İçerde kamera kalmadı.
الكاميرتان مشعلتان لم يبقى شيء في الداخل

Yardımcısı da kıçımı haşladı. Gördüğün gibi hiç kalmadı!
لقد نهش في مؤخرتي كثيراً لم يبقى لدي شيئ الآن

Sanırım Geriye tek pasta kaldı.
اعتقد انه لم يبقى شيئ إلا كعكة عيد الميلاد

Hızlı çalışın. Noele sadece yedi ay kaldı.
إعملوا بسرعة لم يبقى سوى سبعة أشهر لحلول عيد الميلاد

Bir çelik kasa dışında, neredeyse hiçbir şey kalmamış binada.
لم يبقى شي في المكان ماعدا هذا الصندوق القوي

Hıh! Düğüne bile kalmadı. Sadece bir milyon doları aldı ve gitti.
لم يبقى حتى لحضور الزفاف، أخذ المليون عملة الفضائية الخاصة به و ركض

Bilmiyorum. Dua etmekten başka yapacak bir şeyimiz kalmadı.
لا أعلم، لم يبقى لدينا شيء نفعله سوى الصلاة

Anne sevgisinin sütü kalmadı artık içimde.
لم يبقى بي قطرة من حليب الأمومة بعد الآن

Oh, Deborah, onbeş dakikadan bir saniye fazla kalmadı.
ديبرا,لم يبقى ثانية فوق الخمسة عشر دقيقة

ve elinde avucunda hiçbirşey kalmadı.
الآن لم يبقى لديه شيء اذا كان والدي فقيرا

Ona bak! Onu o kadar çok kez tamir ettin ki, geride insan namına bir şey kalmadı.
انظر إليه كم مره صلحته حتى لم يبقى فيه جزء بشري

Hayatta kalan son kişisin. Ne yazık ki seni öldürecek kimse kalmadı.
أنتَالآنالشخصالأخيرالذي بقيحيـّاً، لسوء الحظ لم يبقى أحداً ليقتلكَ.

Fazla şarkı kalmadı. Biraz daha bekle.
لم يبقى الكثير من الأغاني فقط أنتظر قليلاً

Acele etsek iyi olur. Beş dakikamız kaldı.
من الأفضل أن نسرع ، لم يبقى سوى خمسة دقائق

Bu arada sadece iki hafta kaldı. Gelin hanım korkmaya başladı mı?
بالمناسبة ، لم يبقى إلا أسبوعين هل بدأ قلق خطيبتك يشتد؟

Uğruna savaşacak bir şeyi kalmamış olabilir.
أنا أقول فقط ربما لم يبقى بها صمود المقاومة

Galiba sadece ikimiz kaldık, Peter. Birimiz bu bedava tatili kazanacak.
اعتقد انه لم يبقى سوى نحن بيتر واحد منا هو من سيربح جائزة مدفوعة الأجر

Siz onu bulduğunuzda görecek çok bir şey kalmadığını söylediler.
قالوا بأنه لم يبقى منه الكثير عندما وجدتموه

Ama tamamen buna inandım, çünkü artık iyileşmeme zerre umudum kalmamıştı.
ولكنني آمنت في صميمي لأنه لم يبقى أملٌ لديّ أنني سأعود طبيعياً مجدداً.