Peter uygunsuz hiçbir şey yapmadı. Ama politik düşmanları hâlâ hakkında yalan söylüyor. | Open Subtitles | لم يرتكب بيتر شيئًا يخجل منه ولكن أعداءه السياسيين سيظلون يصدرون عنه الأكاذيب |
Henüz başkan böyle bir açıklama yapmadı... ama bu kanuna ihtiyacımız olduğunu o da biliyor. | Open Subtitles | الرئيس لم يرتكب نفسه. لَكنَّه يَعترفُ بأنّنا نَحتاجُ شيءَ في هذه المنطقةِ. |
Veya karışmış bağırsakları hiç yok Çünkü bunu hiç yapmadı. | Open Subtitles | أو أنه لا يوجد أي شجاعة لأنه لم يرتكب أي شيء |
Mahkûm bu suçu işlemedi. | Open Subtitles | من موت محقق وفظيع ؟ السجين لم يرتكب هذه الجريمة |
Cinayeti o işlemedi. | Open Subtitles | لم يرتكب الجريمة |
Bu adam, onu elememi sağlayacak hiçbir şey yapmamış. | Open Subtitles | هذا الرجل لم يرتكب أي عمل يمكّنني أن أطيح به |
Onu bunca yıl cezalandırdım. Yanlış bir şey yapmadığı halde. | Open Subtitles | عاقبته طوال تلك السنوات وهو لم يرتكب أي خطأ قط |
Siz yanlış bir şey yapmadınız. Kocanız yanlış bir şey yapmadı. | Open Subtitles | أنت لم ترتكبي أي خطأ وزوجكِ لم يرتكب أي خطأ |
James Bentley'nin yapmadığını düşünmek için nedenleriniz vardır. | Open Subtitles | أظن ان لك اسبابك التى تجعلك لاتعتقد ان جيمس بنتلى لم يرتكب الجريمة. |
Babamın ne yaptığını bile söylemiyor çünkü hiçbir şey yapmadı. | Open Subtitles | لا ترغب حتى في التكلم عن ما إقترفه أبي و هذا بسبب أنّه لم يرتكب شيئاً |
O adam kardeşinize yardım etti. Yanlış bir şey yapmadı. | Open Subtitles | ذلك الرجل ساعد أختك الصغيرة لم يرتكب أي خطأ |
Ve işimizi kolaylaştıracak hatalar yapmadı. | Open Subtitles | لم يرتكب النوع من الأخطاء الذي يجعله سهلاَ |
Sence gerçekten o yapmadı mı? | Open Subtitles | أحقاً تعتقدين بأنه لم يرتكب هذه الجريمة؟ |
Bakın, Nick polisleri sevmez ve o yanlış bir şey yapmadı. | Open Subtitles | لا يحب نِك الشرطيين ولكنه لم يرتكب أى خطأ |
Neden bütün sorumluluğu Shi Jin üstleniyor? O yanlış bir şey yapmadı. | Open Subtitles | لماذا الرقيب يو سي جين عليه أن يتحمل كل المسؤولية بينما هو لم يرتكب خطئاً ؟ |
Yaptığı iyi şeylerin hatırlanmasını istiyorum çünkü o söyledikleri kötü şeyleri yapmadı. | Open Subtitles | اريد أن نتذكر الأشياء الجيدة التي فعلها لأنه لم يرتكب الأشياء السيئة التي يقولون إنه فعلها |
Bu cinayetleri bir kişi işlemedi. | Open Subtitles | لم يرتكب شخص واحد هذه الجرائم |
Henüz suç işlemedi ama işleyecek. | Open Subtitles | لم يرتكب جريمةً بعد |
Aslı günah olan, hayatı boyunca kötü bir şey yapmamış bir çocuğun beynine tümör koymaktır. | Open Subtitles | الخطيئة.. هي التسبب بورم في المخ لـ... لفتى لم يرتكب شيئاً طالحاً طيلة حياته. |
Sanırım senin davranışın sanki onun yanlış bir şey yapmadığı yönünde olmalı. | Open Subtitles | أظن يجب أن يكون موقعنا الرسمي أنه لم يرتكب أي خطأ |
Henüz hiçbiriniz sizi hapse sokacak bir şey... yapmadınız. | Open Subtitles | لم يرتكب أحد منكم أيّ شئ |
Bu korkunç şeyi yapmadığını kanıtlamam gerek. | Open Subtitles | علي أن أثبت أنه لم يرتكب هذا الأمر الرهيب |