Onu bulamadım. Babam Rosslar'ı aradı. onu görmemişler. | Open Subtitles | لم أستطع إيجاده لقد أتصل أبي بعائلة روس لكنهم لم يروه |
Evli, iki çocuğu var... Dört aydır onu görmemişler. | Open Subtitles | متزوج، له طفلين، لم يروه منذ 4 أشهر |
Evli, iki çocuğu var... Dört aydır onu görmemişler. | Open Subtitles | متزوج، له طفلين، لم يروه منذ 4 أشهر |
Hiç Görmediler ki, ışıkları hep açık tuttuk. | Open Subtitles | ، إنهم لم يروه من قبل فدائماً ما يعيشون فى الضوء |
Bu genç bayanlar henüz Görmediler. | Open Subtitles | هؤلاء السيدات الصغار لم يروه بعد |
Sevdikleri herkesi geride bırakıp daha iyi bir yaşam umuduyla uzaklarda, çok uzaklarda, daha önce hiç görmedikleri bir yer için yola çıktılar. | TED | وكل من أحبوهم والانطلاق إلى مكان بعيد جدًا لم يروه من قبل آملين في حياة أفضل. |
Ve daha önce hiç görmedikleri bu biyolojik çeşitlilik arasında dikkatlarini çok hızlı bir şekilde çeken bir tür buldular. | TED | خلال كل هذا التنوع البيولوجي الذي لم يروه من قبل, وجدوا نوع لفت انتباههم بشكل سريع. |
Bu numaraları daha önce binlerce kez görmüş olabilirsin, ama onlar görmedi. | Open Subtitles | ربما تكون قد شاهدت هذه الخدع آلاف المرات لكنهم لم يروه من قبل |
Umarım görmemişlerdir, Tommy. | Open Subtitles | أتمنى أنهم لم يروه تومي أنا |
onu görmemişler ama bugün Pier Park'a gönderilecekmiş. | Open Subtitles | لم يروه لكنه يعمل بالصيانة... |
- onu görmemişler. | Open Subtitles | لم يروه |
Onu bir aydır Görmediler. | Open Subtitles | إنهم لم يروه ما يقارب الشهر. |
Görmediler, çünkü olmadı! | Open Subtitles | هم لم يروه لأنه لم يحدث! |
İnsanlar hiç görmedikleri şeyler görmek ister. | Open Subtitles | يريد الناس أن يروا شيئاً لم يروه من قبل. |
Onlara daha önce hiç görmedikleri bir şey vereceğim. | Open Subtitles | ..سوف أريهم شيئاً لم يروه من قبل |
O bebeği gördü ama onlar görmedi. | Open Subtitles | فلقد رأى الطفل، بينما هم لم يروه بعد |
Doktorlarınız muhtemelen böyle bir şey görmemişlerdir. | Open Subtitles | اطبائك ربما لم يروه |