Kimse bir şey görmemiş ya da duymamış. Güzel bir başlangıç oldu. | Open Subtitles | لم يرَ أحدٌ أي شيء، لم يسمع أحدٌ أي شيء انطلاقة مبشرة |
"Allah biz siyahlara hayallerden başka bir şey vermeyi uygun görmemiş olmalı. | Open Subtitles | يبدو أن الرب لم يرَ أنه من المناسب منح الرجل الأسود شيئًا سوى الأحلام |
Kimse birşey görmedi. Tek kelime etmeyin,tamam mı? | Open Subtitles | لم يرَ أحد شيئاَ لذا أبقوا فمكم مطبقاً؛ مفهوم؟ |
Bu genç adam hayatında yürüyen ve konuşan makina görmedi. | Open Subtitles | حتى هذا الأسبوع، ذلك اليافع ربما لم يرَ آلة قطّ، ناهيك أن المرء يسير ويتحدث. |
Bu kişinin buraya girdiğini gören olmadı. | Open Subtitles | لم يرَ أحد هذا الرجل يدخل البيت من المفترض أنه في باريس |
Bak! Babam, annemi seneler önce terk ettiğinden beri görmemişti. | Open Subtitles | انظري, أبي لم يرَ أُمي منذ سنوات مُنذ هجرها |
Kimse ne bir şey görmüş ne de duymuş. | Open Subtitles | خمسة ماتوا لم يرَ أو يسمع أحد شيئاً |
Tekneci, hiçbir şey görmediğini söyledi. | Open Subtitles | فقاما برميها في الماء و هربا على عجل، قال حارس البحيرة أنه لم يرَ أي شئ |
Pek sınıf yüzü görmemiştir büyük ihtimalle. | Open Subtitles | أجل، على الأرجح أنّه لم يرَ داخل العديد من الصفوف |
Kimse kimin yaptığını görmemiş. Ama bütün çocuklar ne olduğunu biliyor. | Open Subtitles | لم يرَ أحدٌ من فعل ذلك لكن كل الأطفال علموا بأن ذلك حدث |
Yıllardır güneş ışığı görmemiş olmalı. | Open Subtitles | على الأرجح أنّه لم يرَ ضوء الشّمس منذ سنوات. |
- Teknoloji birimindekiler böyle bir şeyi hiç görmemiş. Ateş de aldıramıyorlar. | Open Subtitles | لم يرَ التقنيون مثيلاً له، كما لا يستطيعون تشغيله. |
Temizleyiciler tam zamanında gitmiş. - Cesetleri kimse görmemiş. | Open Subtitles | .وصل المنظفون هناك في الوقت المناسب لم يرَ أحد الجثث |
Kimse birşey görmedi. Tek kelime etmeyin, tamam mı? | Open Subtitles | لم يرَ أحد شيئاَ لذا أبقوا فمكم مطبقاً؛ مفهوم؟ |
Bir resim galerisine girmek istediyse de henüz hiç kimse onun çalışmalarını görmedi. | Open Subtitles | حاولت إنشاء معرض، لكن أحداً لم يرَ شيئاً من أعمالها |
Biz ve birkaç vampir dışında, kimse tabancayı görmedi. | Open Subtitles | , أنظرا , ماعدا نحن و مجموعة من مصاصي الدماء لم يرَ أحد المسدس |
Kimse koyun arka tarafında ne yapıldığnı görmedi ve bu yüzden buna son vermek için insanlara göstermek zorundayız. | Open Subtitles | لم يرَ أيّ شخص ما يحدث هناك بالخلف ولذا فإن الوسيلة لإيقافه هي بكشفه |
Şu ana kadar uçak gören yok, ama siz gördüyseniz lütfen bildirin. Tamam. | Open Subtitles | لم يرَ أحد آخر طائرة ولكن إن رأيتم فاتصلوا بي رجاءً، حوّل |
Bak! Babam, annemi seneler önce terk ettiğinden beri görmemişti. | Open Subtitles | انظري, أبي لم يرَ أُمي منذ سنوات مُنذ هجرها |
Arabanın Cassidy'ye çarptığını görmüş, ama içindekileri görememiş. | Open Subtitles | رأى (كاسيدي) وهي تتعرض للارتطام لكنه لم يرَ الفاعل من الداخل |
Yargıç benden daha yavaş ilerleyen birini görmediğini söylüyor. | Open Subtitles | القاضي يقول أنه لم يرَ أحداً ابطأ تقدماً مني |
Pek sınıf yüzü görmemiştir büyük ihtimalle. | Open Subtitles | أجل، على الأرجح أنّه لم يرَ داخل العديد من الصفوف |
Dünyanın henüz yaratmadığı iki en iyi polis var burada. | Open Subtitles | إثنان من رجال الشرطة الممتازين اللذان لم يرَ العالم مثلهما |
Evet, eğer insanlar yüzünü görmezse ne kadar çirkin olduğunu bilemezler. | Open Subtitles | أجل، إن لم يرَ الناس وجهك لن يعرفوا كم أنت بشع حقاً؟ |
Kendini öyle görmüyor da olsa, kesinlikle bir dahi idi. | Open Subtitles | كان قطعا نابغة رغم أنه لم يرَ نفسه كذلك مطلقًا |
- Bu bir şey görmediği anlamına gelmez. | Open Subtitles | -لا يعني ذلك أنّه لم يرَ أيّ شيء |