Demek istediğim, sen bana vurdun. daha önce hiç yapmamıştın. | Open Subtitles | أقصد، لقد ضربتني لم يسبق لك أن فعلت هذا، أنا |
- İyiyim, gelsene. Zevklidir, bazen, daha önce hiç olmadığın bir yere gidersin ve tam da olman gerektiği yerde olduğun hissine kapılırsın. | Open Subtitles | أمر غريب ، أحياناً تدخل مكان لم يسبق لك أن زرته لكن يأتيك شعور أنك بالمكان الذي يجب أن تكون به |
- daha önce hiç bekâr bir anneyle çıkmadın değil mi? | Open Subtitles | لم يسبق لك أن واعدت أم عزباء، أليس كذلك؟ |
Sanki daha önce hiç yanlışlıkla arabayla çarpışma yarışmasına girmedin. | Open Subtitles | وكأنه لم يسبق لك أن قدت سيارتك بالخطأ إلى سباق تدمير |
Bu hissi daha önce hiç yaşamadın, değil mi? | Open Subtitles | لم يسبق لك أن عرفت هذا الشعور من قبل، صحيح؟ |
daha önce hiç âşık olmadın mı? Neden? | Open Subtitles | لم يسبق لك أن وقعت بالحب، ما السبب؟ |
Joey, bana bunu daha önce hiç anlatmadın. | Open Subtitles | جوي، لم يسبق لك أن تكلّمت عن هذا. |
daha önce hiç silah kullanmadın mı? | Open Subtitles | لم يسبق لك أن استعملت مسدسـاً ؟ |
daha önce hiç eldiven çıkarmadın mı? | Open Subtitles | لم يسبق لك أن خلعت قفازات من قبل ؟ |
Üzgünüm Serena ama ondan daha önce hiç bahsetmemiştin. | Open Subtitles | ... ( المعذرة لكن ( سيرينـا أنت ... لم يسبق لك أن ذكرتيـه |