Fotoğraf makinemi içeri sokmama izin vermediler, çünkü yapay gerçeklikleri, mitleri ve inançları tehdit ediyor ve gerçeklerin kanıtı niteliğini taşıyor. | TED | انهم لم يسمحوا لي بإدخال الكاميرا لأنها تواجه الحقائق المشيدة والخرافات والمعتقدات ، وينص على ما يبدو أدلة عن الحقيقة. |
"...ama girmeme izin vermediler. Bugün cumartesi..." | Open Subtitles | لكنهم لم يسمحوا لي بالدخول فقد كان يوم سبت، |
Bu çocuklar kukla gösterisinin bir parçası olmama izin vermediler. | Open Subtitles | هؤلاء الأولاد لم يسمحوا لي أن أكون جزءاً من عرض الدُمى |
Bir sigara içmeme bile izin vermiyorlar. | Open Subtitles | لم يسمحوا لي بإشعال سيجارة واحدة عالاقل |
Bir gün okula gitmiştim ve çocuklar onlarla basketbol oynamama izin vermedi. | TED | ذهبت للمدرسة ذات يوم، والأولاد لم يسمحوا لي بلعب كرة السلة معهم |
Ama buna izin vermezlerse kovacağımı söyledim. | Open Subtitles | لكني سأقول اطردوني لو لم يسمحوا لي بذلك |
Dördümüz bir taksiye bindiğimizde yanlarına oturmama izin vermediler. | Open Subtitles | لذا, إستقلينا سيارة آجرة لكنهم لم يسمحوا لي بالجلوس معهم بالخلف |
Hastahaneye gittim ama onu görmemi izin vermediler. | Open Subtitles | ذهبت إلى المستشفى لكنهم لم يسمحوا لي برؤيتها |
Seni görmek istedim ama izin vermediler. | Open Subtitles | أتيت ما إن علمت حاولت زيارتك، لكنّهم لم يسمحوا لي |
Seni çocuk sofrasına oturtmak istedim ama izin vermediler. | Open Subtitles | أردت أن أضعك على طاولة الأطفال لكنهم لم يسمحوا لي |
Gerçek şu ki; lisedeki baloya bu kılıcı götürmeme izin vermediler. | Open Subtitles | الحقيقة هيا، مدرستي الثانوية لم يسمحوا لي بأن احضر هذا السيف الى حفلة التخرج. |
Sana evin fotoğraflarını getirmiştim ama onları içeri sokmama izin vermediler. | Open Subtitles | احضرت لك بعض الصور للبيت ولكن لم يسمحوا لي بإحضارهم |
Evlat edinmek istiyordum bir ara ama izin vermediler. | Open Subtitles | لقد حاولت تبني طفل مرةً ولكنهم لم يسمحوا لي |
Doğumundan hemen sonra seni benden aldılar. Seni ellerimin arasında tutmama hatta sana bakmama bile izin vermediler. | Open Subtitles | حين وضعتك، أخذوك فوراً، لم يسمحوا لي بحملك أو النظر إليك. |
Onu görmeme izin vermediler, bilmiyorum. | Open Subtitles | لم يسمحوا لي برؤيته اليوم، لذا لا أعرف كيف حاله |
Biradan başka bir şey içmeme izin vermediler. | Open Subtitles | لم يسمحوا لي أن أشرب أي شيء ماعدا الجعة |
Erkekler benim, kendi takımlarında oynamama izin vermediler. | Open Subtitles | والفتيان لم يسمحوا لي بالدخول في الفريق |
Erkekler benim, kendi takımlarında oynamama izin vermediler. | Open Subtitles | والفتيان لم يسمحوا لي بالدخول في الفريق |
Oğlumu görmeme izin vermediler. | Open Subtitles | لم يسمحوا لي برؤية إبني في الجنازة |
Bir sigara içmeme bile izin vermiyorlar. | Open Subtitles | لم يسمحوا لي بإشعال سيجارة واحدة عالاقل |
Görmeme bile izin vermiyorlar. | Open Subtitles | لم يسمحوا لي حتّى أن أراه. |
Çok acı çekiyor ama ağrı kesici düğmesine basmama izin vermedi. | Open Subtitles | يتألمّ كثيراً لكنّهم لم يسمحوا لي بأن أضغط على زر مسكّن الألم |
Ya geri dönmeme izin vermezlerse? | Open Subtitles | وماذا إذا لم يسمحوا لي بالعودة ؟ |