"لم يسمح لي" - Translation from Arabic to Turkish

    • izin vermedi
        
    • izin vermiyor
        
    • izin vermediler
        
    • izin vermez
        
    • izin vermezdi
        
    • izin vermiyordu
        
    Kaderim şansımı beklememe izin vermedi, şansım da bana yeteri kadar kader vermedi. Open Subtitles ايماني لم يسمح لي بالانتظار لحلول فرصة و الفرصة لم تعطيني ايماناً كافياً
    Bay Darcy yazdıklarını insanlara açıklamama izin vermedi özellikle de kardeşiyle ilgili anlattıklarını. Open Subtitles لم يسمح لي السيد دارسي بجعل هذه القصة علنية خصوصا الجزء المتعلق بشقيقته
    Ona ulaşabildim, ama sana yardım etmeden ona yardım etmeme izin vermedi. Open Subtitles تمكنتُ من الوصول إليه لكنه لم يسمح لي بمساعدته حتى أنقذكِ أولاً
    Babam almama izin vermiyor, değil mi? Open Subtitles بوب لم يسمح لي بذلك حتى الآن، أستفعل، بوب؟
    Onu partilerde bana gösterdiler ama asla onu yalnız görmeme, düzgünce konuşmama izin vermediler. Open Subtitles كانوا يرونني إياها في الحفلات لكن لم يسمح لي مطلقاً لكي أنفرد بها وأتحدث إليها
    Kendime kalkmam için yalvardım, sana gitmek için fakat aklım bana izin vermedi. Open Subtitles لقد ترجيت نفسي لأنهض , لأتي إليكِ لكن , عقلي لم يسمح لي
    Ayrıca kimseyi görmeme izin vermedi, ta ki birgün mutlu bir şekilde kendi gelip beni görene kadar. Open Subtitles لم يسمح لي برؤية أي احد لعدة شهور حتى في يوم ما، جاء ليرىاني بطريقة وديّة
    Ama yargıç o suçlardan herhangi birini bile sunmama izin vermedi. Open Subtitles لكن القاضي لم يسمح لي بتقديم أي من هذه الجرائم.
    Hatta geçen sene Summer Stock seçmelerine katılmayı bile denedim ama pek tabii ki babam izin vermedi. Open Subtitles حاولت أن أذهب لتجربة في الصيف الماضي حتى و لكن بالطبع أبي لم يسمح لي
    Mürettebatınızdan biri sandviçimi koridorda bitirmeme izin vermedi. Open Subtitles واحد من طاقمك لم يسمح لي بإنهاء شطيرتي في الممر
    Vücudum kutsal evlilik bağını bozmama izin vermedi. Open Subtitles لم يسمح لي جسدي بانتهاك الرباط المقدس للزواج
    Aslında ben ona evini almasında yardımcı olmaya çalıştım ama patronum buna izin vermedi. Open Subtitles في الحقيقة ، حاولت مساعدة جدتكِ لتستعيد منزلها لكن رئيسي لم يسمح لي بذلك
    Aslında ben ona evini almasında yardımcı olmaya çalıştım ama patronum buna izin vermedi. Open Subtitles في الحقيقة , حاولت مساعدة جدتكِ لتستعيد منزلها لكن رئيسي لم يسمح لي بذلك
    Babam annemle birlik olup onu öldürmemizden ve benim Tandoor tahtına çıkmamdan korktuğu için annemle tanışmama izin vermedi. Open Subtitles لم يسمح لي أبي بمقابلتها خشية أن نتآمر سوية على قتله و الاستيلاء على عرش تندور
    Geçen yıl bir tane kiralamaya çalıştım ama kurul çok pahalı olduğu için izin vermedi. Open Subtitles حاولتُ استئجار واحدة العام الماضي لكن المجلس لم يسمح لي لأنهم اعتقدوا أنها باهظة الثمن
    Benim istediğim şeyi almam izin vermedi bu yüzden bir tane garaj satışından o şeyi almak zorunda kaldık. Open Subtitles لم يسمح لي بشراء الأريكة التي أردتها لذا كان علينا أن نأخذ تلك الأريكة من المزاد المنزلي
    Lanet olsun, müzik dinlememe dahi izin vermiyor. Open Subtitles تباً, لم يسمح لي حتى بالاستماع للموسيقى.
    Hakim şu isiliklerden kurtulmam için bile çıkarmama izin vermiyor. Open Subtitles لم يسمح لي القاضي حتى بنزعه بسبب الطفح الجلدي
    Az önce çıkan o adam o adam, askere gitmeme izin vermiyor, peki neden? Open Subtitles هذا الرجل الذي غادر للتو هذا الرجل الذي لم يسمح لي باداء الخدمة ولماذا؟
    Polis memurları, yasal temsil hakkıma izin vermediler. Open Subtitles التي لم يسمح لي هؤلاء ضباط الشرطة بأي منها
    Jon yatakta yatmama asla izin vermez. Open Subtitles جون لم يسمح لي بالنوم في الأعلى هناك، أبداً
    Babam keşiflerine gelmeme izin vermezdi. Ben elimden geldiğince yardım etmek istiyordum. Ekibi toplamak istedim ama... Open Subtitles لم يسمح لي ابي بمصاحبته، فساعدت بقدر استطاعتي،وانتقيتُله طاقماًجيّدا،لكن...
    Habersiz uğradığım için üzgünüm ama santral ulaşmama izin vermiyordu. Open Subtitles أعتذر لقدومي المفاجئ ولكن موظف الإستقبال لم يسمح لي بالدخول

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more