"لم يشرب" - Translation from Arabic to Turkish

    • içmedi
        
    • içmiyor
        
    • içmediğini
        
    • içmediği
        
    • içemiyor
        
    • içmemişti
        
    • içmiyordu
        
    Az önce dağıttığın kokteyli kim içmedi? Open Subtitles من الذى لم يشرب الكوكتيل الذى قدمته لتوك ؟
    Baban hayatı boyunca biradan başka şey içmedi, onu eve götüreyim. Open Subtitles والدك لم يشرب غيره طوال حياته سآخذه إلى المنزل
    Kahvem olmadan başlayamam dedi. ve ben de; yıllardır kahve içmiyor olmalı dedim. Open Subtitles أنا من دون فائدة دون قهوتي و بعدها قلت لا بد أنه لم يشرب القهوة منذ أعوام
    Kendisi ise içki içmediğini iddia etti, doğru mu? Open Subtitles في يده اليمني وهو ادعي انه لم يشرب الكحول تلك الليلة ،هل هذا صحيح؟
    İçtiği için tuhaf davranmıyor içmediği için tuhaf davranıyor. Open Subtitles إنه تعني أنه يتصرف بغرابة ،ليس بسبب إحتساء الخمر بل لسبب أنه لم يشرب .حتى الآن
    Garson, burada kimse yeterince içemiyor. Open Subtitles النادلة! لم يشرب أحد هنا ما يكفي
    Bayağıdır şarap içmemişti. Open Subtitles فهو لم يشرب النبيذ منذ وقت طويل.
    Birincisi; arkadaşlarından biri, bu gece içki içmiyordu. Open Subtitles الأول بأنه يوجد واحد من أصدقائك لم يشرب الكحول طول الليل
    Boggs 25 litre birayı kafayı rekor kırmaya filan taktığı için içmedi. Open Subtitles بوغز لم يشرب كل الغالونات من البيرة لأنه كان مهوسا بكسر رقما ما
    Bu süre içinde bir kere olsun içmedi. Başka bir şey olmuş olmalı. Open Subtitles أمي , هو لم يشرب أبداً طوال الوقت , لابد أن شيئاً قد حصل
    Tılsımları kaldırdıktan sonra hiç su içmedi. Open Subtitles بعد أن نزع التعويذه لم يشرب أي ماء
    Şey doğduğundan beri hiç süt içmedi. Open Subtitles بالمناسبة لم يشرب حليبا منذ أن وُلد
    Kral kahveyi içmedi. Open Subtitles الملك لم يشرب القهوة
    O içkisini içmedi. Open Subtitles انه حتى لم يشرب كأسه
    Mısır gevreği bittiğinde, sütün geri kalanını içmiyor. Open Subtitles عندما نفذت الحبوب الغذائيه لم يشرب باقى الحليب
    - Hiç bir kanı içmiyor. - Kan içmiyor mu? Open Subtitles أنهُ لم يشرب الدم - لم يشرب الدم؟
    Bir adam bir gün ve gecedir su içmiyor. Open Subtitles الرجل لم يشرب منذ يوم وليلة
    İçki içmediğini söylemiştim. Open Subtitles قلت لك انه لم يشرب.
    Hayatında toynak izinden hiç su içmediğini söyleyen Texas çocuklarından biriyle tanışırsam ellerini sıkarım ve ona Daniel Webster purosu ikram ederim! Open Subtitles لو قابلت يوماً حارساً من (تكساس) يقول إنه لم يشرب يوماً ماءاً من أثر قدم حصان أعتقد أني سأصافحه وأعطيه سيغار (دانيال ويبستر).
    Ama son damlayı içmediği için. Open Subtitles لكن طالما أنه لم يشرب القطرة الأخيرة
    Hala su içemiyor. Open Subtitles لا يزال لم يشرب الماء بعد
    Daha önce hiç böyle içmemişti. Open Subtitles لم يشرب في حياته بهذه الطريقة ... . ـ
    Bildiğim kadarıyla yıllardır içmiyordu ama olaydan sonra pek çok kişi onu suçladı. Open Subtitles أقصد، لم يشرب لسنوات، بقدر معرفتي، لكن الكثير من الناس ألقوا باللوم عليه بعدها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more