Bu çok etkilediğim için beni önemsedi ama bunun ötesinden bana arkadaşlıkta ötesini teklif etmedi. | Open Subtitles | بطريقة أثرت به كان يهتم بشأني لكن غير هذا, لم يعرض عليّ سوى الصداقة |
Parasını ödemeyi bile teklif etmedi. | Open Subtitles | إنه لم يعرض حتى أن يعوضني بثمنه |
Bryce yeni ayakkabı almayı teklif etmedi. | Open Subtitles | برايس لم يعرض أن يشتري لي حذاء جديداً |
Tanrı her iki ölçütü de sunmuyorsa o halde doğru ve yanlış arasında nasıl bir seçim yapabiliyorsun? | Open Subtitles | إذاً ، كيف يمكنك أن تأخذ خياراً بين الصحيح والخاطئ ؟ إن لم يعرض الرب أثتينهما بحد أقصى ؟ |
Tanrı her iki ölçütü de sunmuyorsa o halde doğru ve yanlış arasında nasıl bir seçim yapabiliyorsun? | Open Subtitles | إذاً ، كيف يمكنك أن تأخذ خياراً بين الصحيح والخاطئ ؟ إن لم يعرض الرب أثتينهما بحد أقصى ؟ |
Şimdiye kadar Hara Jubai bana hiç böyle bir şey sunmadı. | Open Subtitles | هارا جوبى لم يعرض على أبدا شيئا كهذا من قبل |
Kimse bize daha içki teklif etmedi. | Open Subtitles | لم يعرض علينا أحد شراباً بعد |
Bana bir banyo bile teklif etmedi. | Open Subtitles | انه حتى لم يعرض على حمام |
Kimse bana bir şey teklif etmedi. | Open Subtitles | لم يعرض أحد علي شيئًا |
Elbette, Sör Francis sulh hakimi pozisyonunu bana açıkça teklif etmedi... | Open Subtitles | بالطبع السيد (فرانسيس) لم يعرض علي بشكل صريح -منصب القاضي ... |
- Hiçbir şey teklif etmedi. | Open Subtitles | - لم يعرض عليّ أيّ شئ - |
Başkan, parti denetçisiyken tek bir silah reformu sunmadı. | Open Subtitles | الرئيس لم يعرض أبداً مشروع قانون إصلاح التسلّح عندما كان السوط بيده |