"لم يغير" - Translation from Arabic to Turkish

• değiştirmedi
• değişmedi
• değiştirmemiş
• değiştirmezse
• etkilememiştir
• değiştirmiyordu

Şimdi, açık olayım konuşmamız yürüyüş konusundaki hislerimi değiştirmedi fakat neden oğullarını götürdüğü konusunda düşüncelerimi kesinlikle değiştirdi.
والآن، لنكن واضحين، لم يغير حديثنا حقًا رأيي حول المسيرة، ولكنه غير تفكيري تماما بخصوص سبب اصطحابها لأولادها معها.

Mazeretlerim kalmadı. Beni de döverdi. Ama bu ortadaki doğruyu değiştirmedi bu ailem için bir kabustu, bir kabus.
و أوسعني ضربًا أيضًا, لكن ذلك لم يغير حقيقة أنه كان كابوسًا لعائلتي, كان كابوس.

Onları yakından inceleme şansım oldu fakat bu haklarındaki fikirlerimi pek değiştirmedi.
لقد رأيتهم عن قرب. وذالك لم يغير كثيراً رأيي بشأنهم.

Ama sırrını açıkladı ve ona karşı olan hislerim değişmedi.
أخبرني بسره، وذلك لم يغير الطريقة التي أشعر بها تجاهه

İşte o an, annem, babamın en iğrenç yerini gördü. Fakat onun için hissettikleri bir an olsun değişmedi.
في ذالك اليوم أمي رأت أسوء جزء من أبي ولكنه لم يغير شعورها تجاهة

Fantezisini değiştirmemiş. Adetâ onu mükemmelleştirmenin bir yolunu bulmuş.
لم يغير من حلمه ولكنه وجد طريقة ليجعله مثاليا

Lisa eğer bu da seni değiştirmezse başka ne değiştirebilir bilmiyorum.
الأن, ليزا, إدا لم يغير هدا ماهيتك. لا أعرف مادا [تفرقو]

Ama sarhoşluk, ne yazıktır ve gariptir ki çevremde olan şeyleri idrak yeteneğimi etkilememiştir.
السكر له احساس غريب بكل أسف، لم يغير ادراكي للأشياء من حولي

Belki Mustang olması gerektiği kadar hızlıydı... ama bu onu 11 yaşındaki birinin kullandığı gerçeğini değiştirmiyordu, ki ... 1. vitesten nasıl çıkacağımı bile bilmiyordum.
بقدر ما كانت تلك الـ موستانغ سريعة فهذا لم يغير واقع أنني في سن الـ 11

Ama genç adam açısından bu hiç bir şeyi değiştirmedi, ve ona tamamen sadık kaldı.
ولكن هذا لم يغير صديقها, بل تمسك بها بصدق ,كما ينبغى للرجل.

Hiçbir şeyi değiştirmedi, ama yine de yaptın.
هذا لم يغير اي شيء , لكنك فعلت تلك الامور بأي حال

Doğru şeyin yapıldığından dolayı mutluyum ama bu çok bir şey değiştirmedi.
أنا سعيد بأن المياه عادت لمجاريها لكنه لم يغير الكثير

Gerçeğin ortaya çıkmasından memnun ama bu çok fazla bir şeyi değiştirmedi.
إنه سعيد بأن المياه عادت لمجاريها لكن، لم يغير هذا الكثير

Salı gününden beri çoraplarını değiştirmedi.
تعرفين,أنه لم يغير جواربه منذ الثلاء؟ جواربه؟

Oğlan istiyordu ve kız olduğum gerçeği dâhi planlarını değiştirmedi.
كان يريد ولداً وواقع كوني شابة.. لم يغير خططه

Sadece yediklerini değiştirmedi, daha aktif bir insan oldu.
لم يغير الأشياء التي يأكلها فقط بل أصبح أكثر نشاطاً

Ama sana olan hislerim değişmedi.
فيونا لكن لم يغير ما اشعر به نحوك

Ray J.Johnson hiç değişmedi ve şimdi herkesden daha popüler.
(راي جي جونسون) لم يغير تمثيله مطلقاً والآن هو أكثر شهرة مما سبق

Üvey ailesi adını değiştirmemiş, onu Phoenix'te büyütmüşler ve 5 yıl önce iş amacıyla Glendale'e gelmiş.
لم يغير أبواه بالتبني اسمه الاول ونشأ في فينيكس وانتقل الى جلانديل من 5 سنوات بغرض العمل

Beş gün boyunca hikayesini hiç değiştirmemiş.
خلال الأيام الخمسة, لم يغير قصته مرة واحدة أبداً.

Eğer savunmasını değiştirmezse, yargılanacak.
وإذا لم يغير قراره ستذهبين إلى المحاكمة

Umarım Titanik'deyken Chris'in fazladan öldürdüğü adam tarihi etkilememiştir.
أتمنى فقط أن قتل (كريس) لرجل إضافي على الـ (تيتانيك) لم يغير أي شيء في الحاضر

Bunu bilmek, Baudelaireların o sabah artık amcalarının da içindeki çeşit çeşit numunelerin arasına katıldığı, özenle dayayıp döşediği odasında yaşadıkları hissi değiştirmiyordu.
لم يغير ذلك شعور أطفال عائلة "بودلير" ذاك الصباح في الغرفة التي ملأها عمهم بالعينات، والتي غدا الآن فيها هو نفسه عينة.