Bu gezegende sahip olduğumuz hızla, hiç de zor olmadı. | Open Subtitles | حسنا، مع السرعة التي لدينا على هذا الكوكب، لم يكن صعباً |
zor olmadı. Senin de bildiğin gibi, cinnet yerçekimi gibidir. | Open Subtitles | هذا لم يكن صعباً فالجنون كما تعرف، مثل الجاذبية |
zor olmadı. Aslında tüm yönlere uçabilme kapasitesi var. | Open Subtitles | لم يكن صعباً كان بإمكانها الطيران في كل الإتجاهات |
Kötü Haber Ayıları olarak adlandırılmaktaydık, ve nosyonumuz Kigali'de aperatif yiyecek işini köşe noktalarda yapmak idi. bu zor değildi çünkü bizden önce aperatif yoktu. | TED | كنا نسمى دببة الأخبار السيئة، وكانت فكرتنا بأننا سنقوم باحتكار سوق المأكولات الخفيفة في كيغالي، الذي لم يكن صعباً لأنه لم توجد وجبات خفيفة قبلنا. |
Bak, hiç zor değil. Ben dört yaşında ustalaşmıştım. | Open Subtitles | لم يكن صعباً لقد تعلمته عندما كنت في الرابعة |
Bana verdiğin fotoğraftan olayı anlamak zor olmadı. | Open Subtitles | لم يكن صعباً جداً ان اكتشف من الصورة التي اعطيتني اياها |
Sonrasında parçaları birleştirmek zor olmadı. | Open Subtitles | بعدها، لم يكن صعباً ترتيبُ قطع الأحجية معاً. |
Lavaboda iki tane çay fincanı vardı yeni parfüm almışsın, geç saate kadar kalmalar, yakayı almışsın falan ne olduğunu çözmek o kadar da zor olmadı. | Open Subtitles | فنجانا شاي في المغسلة، عطرٌ جديد، سهرات، كنزاتٌ لها قبّاتٌ مفتوحة، لم يكن صعباً ربط الأدلّة. |
Samantha sayesinde zor olmadı. | Open Subtitles | لم يكن صعباً , " سامانثا " توافيني بما فاتني |
İşbirliğin için teşekkürler. Bu çok zor olmadı. | Open Subtitles | شكراً على تعاونك لم يكن صعباً للغاية |
Evet, çok zor olmadı. Sen kesinlikle sınıfın en akıllı çocuğu değilsin George. | Open Subtitles | حسناً، لم يكن صعباً حقاً فأنتَ لستَ بالضبط أذكى فتى بالصف يا (جورج) |
- Benim için de zor olmadı mı sanıyorsun? | Open Subtitles | أتعتقدين أنه لم يكن صعباً علي ؟ |
Çok da zor olmadı. | Open Subtitles | هذا لم يكن صعباً. |
Kızları bulmak, düşündüğüm kadar zor olmadı. | Open Subtitles | "إيجاد الفتيات لم يكن صعباً كما إعتقدت" |
Düşündüğümüz kadar zor olmadı! | Open Subtitles | لم يكن صعباً كما ظننا. |
Onları ikna etmek pek de zor değildi. Ben, hilekar ve ikna edici bir kadınım. | Open Subtitles | لم يكن صعباً جداً إقناعهم إني امرأةً مراوغةً ومحتالة |
Orada iyi çekimler yapmak zor değildi. | Open Subtitles | لم يكن صعباً حقيقة أن نحصل على لقطات عظيمة بالأسفل هناك، |
Tüm olanlardan sonra karşıdan karşıya geçmek hiç de zor değil. | Open Subtitles | " لم يكن صعباً أن أعبر هذا الشارع علي أي حال " |
Muhtemelen pek de zor olmamıştır. | Open Subtitles | لابد أن ذلك لم يكن صعباً |
O kadar zor değilmiş. Şok silahını getir. | Open Subtitles | هذا لم يكن صعباً للغاية أحضر الصاعق |
İşte sana bir sürü hastalık. O kadar da zor değilmiş, değil mi? | Open Subtitles | ها هي حفنة أمراضكِ لم يكن صعباً للغاية، أليس كذلك؟ |