Yapabileceğim bir şey yoktu. - Yaklaştırın dedim. | Open Subtitles | ـ لم يكن هناك شيئاً أستطيع فعله ـ لقد قلت، أقرب |
Yapabileceğim bir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك شيئاً أستطيع فعله أردت إيقاف هذا .. |
O taşların üzerinde parçalanmış ve ezilmiş halde yatan Sebastian'dan başka hiç bir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك شيئاً "ما عدا " سيباستيان راقداً على هذه الأحجار |
Başka bir şey yoksa, hazırlık yapmamız lazım. | Open Subtitles | إن لم يكن هناك شيئاً أخر نحن مستعدون لجعله ذلك |
Ya gerçek aşk diye bir şey yoksa? | Open Subtitles | ماذا لو لم يكن هناك شيئاً مثل الحب الحقيقي... |
Onlar için yapabileceğimiz bir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك شيئاً يُمكننا فعله لإنقاذهم... |
Hepimiz Glass'ın içinde olduğu durumu gördük. Yapılacak başka bir şey yoktu, öyle değil mi? | Open Subtitles | جميعنا رأى وضع (غلاس)، لم يكن هناك شيئاً نفعله، صحيح؟ |
Yapabileceğin bir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك شيئاً يمكنكِ فعله |
Yapabileceğin bir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك شيئاً يمكنكِ فعله |
Kendini hırpalama, Dean. Yapabileceğin bir şey yoktu. | Open Subtitles | لا تقسُ على نفسك يا (دين) لم يكن هناك شيئاً يمكنك فعله |
Yapabileceğimiz bir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك شيئاً بإستطاعتنا |
Greg, inan bana, yapabileceğimiz bir şey yoktu. | Open Subtitles | جريج) , صدقني) لم يكن هناك شيئاً بإستطاعتنا |
Hepimiz Glass'ın içinde olduğu durumu gördük. Yapılacak başka bir şey yoktu, öyle değil mi? | Open Subtitles | جميعنا رأى وضع (غلاس)، لم يكن هناك شيئاً نفعله، صحيح؟ |
Şimdi, eğer başka bir şey yoksa... | Open Subtitles | إن لم يكن هناك شيئاً آخر |
Başka bir şey yoksa...? | Open Subtitles | لو لم يكن هناك شيئاً آخر؟ |