"لم ينظر" - Translation from Arabic to Turkish

• bakmadı
• bakmıyordu
• bakmamıştı

Bir tek o bana bu sandalyeye düştüğümden beri farklı şekilde bakmadı.
عندما أصبحت مقعدا كان هو الوحيد الذى لم ينظر الى بشكل مختلف

ve yemin ederim ki, lanet, bana bakmadı bile!
اللعنة تحل على روحي لم ينظر إليّ حتى ولم يدفع لي أجري أيضا

Geceyi geçirdim ve kimse kutunun içine bakmadı.
حسناً, لقد مرت الليلة و لم ينظر أحد في الصندوق

Sadece bize anlamadığı zamanlar eğilerek bakmıyordu, bize hep eğilerek bakmak zorundaydı çünkü gerçekten çok uzundu.
لم ينظر الينا .. لاننا لم نفهم فقط نظر الينا لانه كان طويل جداً

Bir terslik olduğu belliydi. Gözlerime bakmıyordu.
كان بإمكاني القول بأن هنالك جللٌ ما لم ينظر إلي في عيني

Bana hiçbir zaman öyle bakmamıştı, hatta kazadan bile önce.
لم ينظر إليّ هكذا قطّ، و لا حتّى قبل حادثته.

Daha önce hiç kimse bana öyle bakmamıştı.
لم ينظر إليّ أحد أبداً بتلك النظرة من قبل

O zamandan bu yana yüzüme bakmadı.
كأني لوثت شرف عائلته او شئ من هذا القبيل منذ ذلك الوقت لم ينظر في عيني

Ayrıca, içimden bir ses onun korktuğunu söylüyor, ...muhtemelen Joy'a adam akıllı bakmadı bile.
الى جانب توقعي بان الرجل كان خائف جدا ربما لم ينظر اليها

Radyasyonu yemeden önce yolun iki tarafına birden bakmadı.
لم ينظر جيداً قبل أن يشع هل إنتهيت من التحدث لصديقك التخيلي؟

Biz aşağıya, cestler baktık ama kimse yukarıya bakmadı.
كنّا ننظر إلى الجثث بالأسفل ولكن لم ينظر أحد للأعلى

Bakın, gösterdiğim ilk arabayı aldı. Kaputun altına bakmadı.
لقد اشترى أول شئ أريته له لم ينظر حتى تحت الغطاء

Bana bakmadı bile, sadece size baktı.
حتى أنه لم ينظر في وجهي، فقط لأنك الثلاثة.

Yolda gelirken yüzüme bile bakmadı. Yemek de yemiyor.
حتّى أنّه لم ينظر إليّ بالسيارة ونحن قادمان إلى هنا.

Balık artık şeklini kaybettiğinden yaşlı adam artık ona bakmıyordu.
لم ينظر الرجل العجوز " " إلى السمكه مره أخرى .. " منذ بدأت تصبح مشوهه .. "

Kapıyı onun açtığını söyledim, sağına soluna bakmıyordu.
قلت, أنه فتح الباب و لم ينظر خلفه

Birkaç çanta vardı orada. Kimse de bakmıyordu.
كان هناك العديد من الحقائب لم ينظر أحد

Kimse onun gözlerine bile bakmıyordu.
في الحقيقة, لم ينظر أحدهم بعينيه حتى

Kimse bana öyle bakmamıştı.
لم ينظر لي أحداً هكذا من قبل على الإطلاق

Ringlerden emekli olduğundan beri ardına bakmamıştı.
منذ ان تقاعد وهو لم ينظر للخلف

kimse bana senin baktığın gibi.. bakmamıştı, daha önce.
فقط انه لم ينظر احد لي كما تفعل انت

Kimse daha önce bana öyle bakmamıştı.
لم ينظر أي أحد لي هكذا من قبل