"لنتمكن من" - Translation from Arabic to Turkish

    • için
        
    • böylece
        
    Bunu yapmak için tekrar, risk almaya istekli bir müşteriye ihtiyacımız vardı. TED لنتمكن من فعل ذلك, كنا بحاجة لعميل مستعد على اتخاذ مخاطرة مدروسة.
    Bunları parçalayıp köye geri götürebilmek için geriye dönüp tüm binicileri buraya getirmeliyiz. Open Subtitles نحتاج لأن نعود ونحضر كل فرسان التنانين لنتمكن من تفكيك هذا وإعادته للقرية
    Bizim de cevabı bulabilmemiz için arkadaşlarının yerini söyleyebilir misin? Open Subtitles هل تستطيع إخبارنا أين أصدقائك لنتمكن من إيجاد الإجابة أيضاً؟
    İlişkimize düzgünce başlayabilmek için en uygun zamanı beklemeliyiz belki de. Open Subtitles ربما علينا انتظار اللحظة المثالية لنتمكن من بدء علاقتنا بشكل صحيح.
    Ama böylesi daha iyi, komutanım. böylece mayınları temizlemeye devam edebiliyoruz. Open Subtitles كان جيدا بتلك الطريقة ، لنتمكن من الإستمرار في تنظيف الألغام
    Buna bakmak için bir keşif yapmaya çalışıyoruz ve belki de bir yıl içinde sonuçlandıracağız. TED نحن نرتب رحلة استكشافية أخرى لنتمكن من النظر إليه ربما نتمكن من ذلك خلال عام.
    Ve ayrı ayrı hangi karınca hangisidir bilmek için onları işaretliyebiliriz. TED ونحن نستطيع وضع علامة لكل نملة بمفردها لنتمكن من معرفة كل نملة.
    Süreci önceden yaptığımız için memnunum bu yüzden neyin çalışıp neyin çalışmadığını kıyaslayabiliriz. TED وأنا سعيدة بأنه قد تم تطبيق هذه العملية من قبل لنتمكن من مقارنة الطرق الفعالة والغير الفعالة.
    Plan şuydu; Anester Zafer Kız Lisesi'ne gidebilmemiz için para biriktirmişti. TED كانت الخطة أنها وفرت لنا بعض المال للسفر لنتمكن من الذهاب إلى مدرسة آنستر فيكتوري الثانوية للفتيات.
    Ama beyni alıp yaşla ve hastalıkla gerçekten nasıl değiştiğini görebilmek için genellikle kişi ölene kadar beklemek zorunda kalıyoruz. TED لكن يكون علينا عادة الانتظار إلى أن يتوفى الشخص لنتمكن من دراسة مدى تأثير السنوات أو المرض على دماغه.
    Dünyanın ağırlığının yönetilmesi adına bunu engellemek için daha evrensel tedbirler gereklidir. TED إتخاذ تدابير عالمية للحد من السمنة أصبح أمراً أساسياً لنتمكن من التعامل مع الوزن حول العالم.
    Biz insanlar, bir diğer kişiye dair belirsizliği azaltmak için yollar buluruz. böylece değer değişimi yapabiliriz. TED كبشر نحن نجد طرقًا لخفض مستوى الشك بين بعضنا البعض لنتمكن من تبادل المنفعة.
    Ve bu problemi çözmek için, nihayetinde geleneksel işlerden gelirleri ayrıştırmak için bir yol bulmamız gerekecek. TED وأعتقد أنه لنتمكن من حل هذه المشكلة، علينا أن نجد وسيلةً لفصل الدخل عن الإنتاجية في العمل التقليدي.
    BASIC ile programlama yapıyorduk, ama oyunlar için berbat bir dildir, biz de sonunda Assembly dilini öğrenmeye başladık ki donanımın tam olarak kontrolünü ele alabilelim. TED كنا نبرمج بالبيسك وهي لغة سيئة جدا للألعاب فأنتها بنا المطاف إلى تعلم لغة أسمبلي لنتمكن من التحكم بالجهاز
    Seyretmek için ışıkları söndürebilir miyiz lütfen? TED هل من الممكن إطفاء النور لنتمكن من رؤيته؟
    Şimdi, biz ve müşteriler bunu gerçekleştirmek için oldukça dikkat çekici bir şeyler yapmalıydık. TED لنتمكن من فعل ذلك, كان علينا نحن والعملاء أن نقوم بفعل شيء جدير بالملاحظة.
    Bunları karşımızdaki şeyin ne olduğunu tanımlayabilmemiz için söylüyorum. TED أنا اقوم بذلك لنتمكن من تحديد ما نحن بصدد مواجهته
    Babam yola devam edebilmek için eşyaları satmaya çalışıyor. Open Subtitles يحاول أبى أن يبيع بعض الأشياء للحصول على البنزين ، لنتمكن من المغادرة
    İdeal olarak bunlar son derece düşük maliyetli olmalı böylece çokça sensörden çokça ölçüm alabiliriz. TED ومثالياً، ينبغي أن يكونا بتكلفة جد منخفضة لنتمكن من أخذ الكثير من القياسات بواسطة العديد من أجهزة الاستشعار.
    Ve yeşil bir başlık takmıştı böylece post-prodüksiyonda yeşil başlığı silebilir ve Robert Lepage'nin kafası ile değiştirebilirdik. TED و كان يرتدي غطاء أخضر لنتمكن من محو الغطاء الأخضر بعد الإنتاج واستبداله برأس روبرت لوباج.
    Kalın atmosfer yeterli basınç oluşturacak, böylece uzay giysilerini çıkartabileceğiz. TED وسيخلق الغلاف الجوي السميك ضغطا كافيا لنتمكن من التخلص من ملابسنا الفضائية.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more