"لن أخاطر" - Translation from Arabic to Turkish

• riske atamam
• tehlikeye atmayacağım
• riske atmam
• göze alamam
• riski alamam
• tehlikeye atamam
• riskine girmeyeceğim
• riske edemem
• göze alamazdım
• riske etmeyeceğim
• İşi şansa bırakamam
• şansa bırakmayacağım
• riskine giremem

Ailemin ölümden sonraki yaşamda beraber olma durumunu riske atamam.
لن أخاطر بأن لا تكون عائلتي معاً في الحياة الآخرة

Eve gitmekten daha fazla istediğim bir şey yok ama bunun için herkesin hayatını riske atamam.
أنا لا أريد أى شىء أكثر من العودة بالجميع للوطن ولكن لن أخاطر بحياه أى أحد لفعل هذا

Bu işi hâlâ yapabiliyormuş gibi davranarak başka polisleri de tehlikeye atmayacağım.
أنا لن أخاطر بالمزيد من الضباط متصنعاً بأنني قادر على القيام بوظيفتي

Bunu unut! Bir miktar hamburger için hayatımı riske atmam, dostum.
أنسى الموضوع لن أخاطر بحياتي من أجل مجموعة برغرات

Muhtemelen bu ameliyatı eninde sonunda olmak zorundayım ama o zamana kadar ona yakın olmamı sağlayan tek şeyi kaybetmeyi göze alamam.
أعلم أني عاجلاً أم آجلاً سأخضع لتلك الجراحة لكن حتى ذلك الحين، لن أخاطر بفقدان الشيء الوحيد الذي يجعلني على مقربة منها

Bu riski alamam.
. لن أخاطر بهذا الشيء

Bina yeteri kadar sağlam görünüyor ama inişi tehlikeye atamam.
المنشأة تبدو سليمة بما فيه الكفاية، لكني لن أخاطر بالهبوط.الكامل.

Karımı gece yarısına kadar kurtaramayacaksanız onu kaybetme riskine girmeyeceğim.
إلا إذا كنت تستطيع أن تضمن لي أنك ستنقذ زوجتي قبل منتصف الليل، لن أخاطر بفقدانها.

Çünkü eğer içimizde bir köstebek varsa, bunu kimsenin öğrenmesini riske atamam.
لأنه لو كان بيننا جرذ لن أخاطر بأن يكتشف أحد هذا

Sana daha önce söyledim senin haberin için kendi özgürlüğümü riske atamam.
لقد أخبرتك من قبل لن أخاطر بحريتي من أجل مجدك اللعين

Bir kız için takımımın başarısını riske atamam.
لن أخاطر بنجاح الفريق لأجل فتاة

Hayatını ikinci sınıf bir doktor yüzünden tehlikeye atmayacağım.
لن أخاطر بحياتك و أضعها بأيدي دكتور درجة ثانية

Sonunda ailemi geri aldım ve onları kaybetmeyi göze alamam.
لقد عدت لعائلتي أخيراً، و لن أخاطر بأن أفقدهم ثانية

Bu riski alamam.
لن أخاطر بهذا.

Uyuşturucu satarak ailemi tehlikeye atamam.
لن أخاطر بعائلة ببيع المخدرات , حسنا ؟

Yenilmezler'in ödülümüzü çalması riskine girmeyeceğim.
أنا لن أخاطر بأن يسرق المنتقمين جايزتنا

Dostlarına merhaba diyebilmen için operasyonumu riske edemem.
أنا لن أخاطر بعمليتي حتى تستطيع القاء السلام

Hapse girmeyi göze alamazdım.
لن أخاطر بالذهاب للسجن، لا يمكنني فعل ذلك

Sapanlarla oyalanarak artık hiç kimsenin canını riske etmeyeceğim.
لن أخاطر بأي حياة أخرى باللعب بمسدسات الماء خاصتك

İşi şansa bırakamam.
لذا لن أخاطر بأصابتي بالمرض

Ne olduğunu bilmiyorum ama bu sefer işi şansa bırakmayacağım.
{\fnArabic Typesetting}،لست متأكّدًا ما كان لكن هذه المرّة، لن أخاطر.

Yani hiç bir şekilde sakatlık riskine giremem Yada yüz estetiğimi bozamam.
لذا, أنا لن أخاطر بإصابة كبيرة لنفسي أو أبادل تلك الملكية الغالية بمجموعة من التيبسات