Annemi bilmem ama ben senin gitmene izin vermeyeceğim! | Open Subtitles | لا أعرف رأي ماما لكن من جهتي لن أدعك تذهب |
Hayır. Lütfen. Kavga etmeden gitmene izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لا، أرجوك، لن أدعك تذهب دون شجار. |
Yalnız gitmene izin veremem şimdi senin yardıma ihtiyacın var. | Open Subtitles | لن أدعك تذهب لوحدك الآن ، أنت بحاجة إلى المساعدة |
Olmaz, oraya tek gitmene izin veremem. - Seninle geleceğim. | Open Subtitles | كلّا، لن أدعك تذهب لهناك فردًا، سأرافقك. |
Tokyo'ya Gitmene izin vermiyorum. | Open Subtitles | أنا لن أدعك تذهب الى طوكيو |
Birkaç kızı becermeden eve dönemezsin. | Open Subtitles | و أنا لن أدعك تذهب إلى المنزل إذا لم نحصل على بعض المتعة هنا |
İnsansın, değil mi? Sayılır. Ama gitmene izin vermem. | Open Subtitles | نوعاً ما ، ولكني لن أدعك تذهب ، أذا كان هذا ما كنت تعتقد ؟ |
Benim işlediğim bir suçtan dolayı senin hapse girmene izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | أنا لن أدعك تذهب إلى السحن لجريمة أنا كنت سببها |
Tek başına gitmene izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أدعك تذهب بنفسك |
S.ktir git g.t herif, gitmene izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | اللعنه عليك، لن أدعك تذهب |
Bu gece eve gitmene izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أدعك تذهب لمنزلك اليوم. |
Hayır! gitmene izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لا، لن أدعك تذهب للداخل |
Beni tanımıyorsun Bay Dover. Ama gitmene izin vermeyeceğim dediğimde bana inansan iyi olur. | Open Subtitles | لا تعرفني يا سيّد (دوفر)، لكن صدّقني حين أقول لك أنّي لن أدعك تذهب |
Bir daha asla gitmene izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أدعك تذهب ثانية قط |
gitmene izin veremem. | Open Subtitles | لن أدعك تذهب بها |
Yalnız gitmene izin veremem. | Open Subtitles | لن أدعك تذهب وحدك |
Yalnız gitmene izin veremem. | Open Subtitles | وأنا لن أدعك تذهب وحدها. |
Gitmene izin vermiyorum. | Open Subtitles | أنا لن أدعك تذهب |
Gitmene izin vermiyorum, pis kokulu çocuk. | Open Subtitles | لن أدعك تذهب ، أيها الطفل النتن ! |
Gitmene izin vermiyorum, Jack! | Open Subtitles | لن أدعك تذهب يا (جاك)! |
Birkaç kızı becermeden eve dönemezsin. ama bunun için para veremem. | Open Subtitles | و أنا لن أدعك تذهب إلى المنزل إذا لم نحصل على بعض المتعة هنا |
Kyoto'ya gitmene izin vermem. | Open Subtitles | وأنا لن أدعك تذهب إلى كيوتو. |
Masum bulunduğun halde hapse girmene izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | وأنا لن أدعك تذهب إلى السجن وأنت سوف تحاكم كبريء في المحكمة |