"لن أسمح لكِ" - Translation from Arabic to Turkish

    • izin vermeyeceğim
        
    • izin veremem
        
    • izin vermiyorum
        
    Kendini öldürmek istiyorsan tamam ancak Mason'ın canını yakmana izin vermeyeceğim. Open Subtitles تريدين قتل نفسكِ . لابأس لكن لن أسمح لكِ بإيذاء مايسون
    İlişkimizi bitirmene izin vermeyeceğim ben bu bok deliğinde tıkılıyım diye, anladın mı? Open Subtitles لن أسمح لكِ تفسدين هذا بينما أنا عالق في هذه القذارة، هل تسمعينني؟
    Numara yapmaya devam etmek zorundasın. Burada ölmene izin vermeyeceğim. Open Subtitles يجب أن تواصلي تمثيل دوركِ لن أسمح لكِ بأن تموتي هنا
    Babanın nişan partisinden yalnız başına davayı kutlamana izin veremem. Open Subtitles لن أسمح لكِ بالإحتفال بقضيتكِ وحدكِ في حفل خطوبة والدكِ.
    Ne kadar cezbedici biliyorum ama bu yolda yürüyeceksen sana izin vermiyorum bir obje ile baştan çıkamazsın. Open Subtitles اعلم كم هدا مُغري لكن لن أسمح لكِ أن تسلكِ هاته الطريق أنتسمحِلنفسكأنتغويكِقطعةاثرية..
    Pam, otoritenin kararı ne olursa olsun hiçbir sorumluluk almana izin vermeyeceğim. Open Subtitles مهما يكن قرار السلطة، لن أسمح لكِ بتحمل أيّ مسؤولية
    Benim yaptığım korkunç şeyler için vicdan azabı çekmene izin vermeyeceğim. Open Subtitles لن أسمح لكِ أن تلقين باللوم على نفس على الأشياء الفظيعة التي فعلتها
    Tanrı şahidim olsun diri diri yanmana izin vermeyeceğim. Open Subtitles لن أسمح لكِ بحرقها على قيد الحياة والربّ شهيد على ما أقول
    Ve öylece kanepede oturup bayat köfte ekmek yiyerek bunu boşa harcamana izin vermeyeceğim. Open Subtitles و لن أسمح لكِ بأن تضيعي ذلك بالجلوس على الأريكة و أكل قطعة اللحم الغير طازجة
    Kızın hasta oldu diye kendini cezalandırmak istiyorsan, senin bileceğin iş ama beni de kurban etmene izin vermeyeceğim. Open Subtitles بسبب مرض ابنتك فهذا شأنك. ولكني لن أسمح لكِ بالتضحية بي.
    İstediğim şeyi elde etmeden önce onu öldürmene izin vermeyeceğim. Open Subtitles لن أسمح لكِ بقتله دون أن أحصل على ما أُريده أولاً
    - Sana artık izin vermeyeceğim. - Sana artık izin vermeyeceğim. Open Subtitles ـ لن أسمح لكِ بعد الآن ـ لن أسمح لكِ بعد الآن
    David'i tekrar böyle kullanmana izin vermeyeceğim. Open Subtitles لن أسمح لكِ بإستخدام ديفيد بهذه الطريقه مرة أخرى
    Çünkü bizim için çok geç ama kızımı kendinden nefret edeceği bir hâle çevirmene izin vermeyeceğim. Open Subtitles لأنّه فات الأوان بالنسبة لنا، ولكنّي لن أسمح لكِ بأخذ ابنتي وتحويلها إلى نسخة من نفسها ستبغضها
    Çiftleşme dönemindeyken dışarı çıkmana izin vermeyeceğim. Open Subtitles أنا لن أسمح لكِ بالخروج بينما أنتِ مازالتِ مثأرة.
    Benimle bu şekilde konuşmana izin vermeyeceğim! Open Subtitles لن أسمح لكِ بالتحدثِ معي هكذا.
    Bir kriz daha geçirmene izin vermeyeceğim. Open Subtitles ولكن لن أسمح لكِ بأن تصابي بأزمة
    Ama sonuna kadar böyle yapmaya devam edersen onunla aynı okula gitmene izin veremem. Open Subtitles ولكن إن كنتِ ستتصرفين هكذا بالنهاية لن أسمح لكِ أن ترتادِين المدرسه ذاتِها مـثلها
    Üzgünüm, Aki, ama bizimle gelmesine izin veremem. Open Subtitles أنا آسفة آكي, لكنني لن أسمح لكِ بأن تأتي معنا.
    - Biliyorum ama buna izin veremem. Open Subtitles -أعلم أنه بإمكانك هذا ، لكنني لن أسمح لكِ
    Ben buna izin vermiyorum. Open Subtitles أنا لن أسمح لكِ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more