| Ama sorun şu ki tatlım sana bakmak için burada olmayacağım. | Open Subtitles | ..ولكن الأمر هو، يا حبيبتي لن أكون هنا دائما للإعتناء بكِ |
| Sana tahminimin ne olduğunu söyleyeceğim ve benim tahminim, bu bir tahmin, çünkü 30 sene geçecek. Ben burada olmayacağım. | TED | سأخبرك بتوقعي، وهو، وهذا هو توقعي، لأنه بعد 30 سنة. لن أكون هنا. |
| Gerçek şu ki işinizi doğru yapsaydınız asla burada olmazdım. | Open Subtitles | في الواقع، لن أكون هنا لو كنت قمت بواجبك بأكمل وجه. |
| Atlamazsam mutlu olamıyor. - Yoksa burada olmazdım, inan. | Open Subtitles | هو لا يكون سعيد لو لم يفاجئنى لن أكون هنا لو لم يكن ذلك |
| Üstelik önümüzdeki yıl burada olmayabilirim. | Open Subtitles | وأيضا، هناك فرصة أنني لن أكون هنا العام المقبل. لذا كنت فقط أجرب حظي. |
| Hazel, yarın burada olamayacağım, bu yüzden sana bunu vermek istedim. | Open Subtitles | هايزل", أنا لن أكون هنا غدا" لذا, أردت أن أعطيك هذا |
| - O olmasa burada olamazdım. | Open Subtitles | من أنا لن أكون هنا إن لم يكن بالنسبة له. |
| Üstesinden gelemeyecek olsam buraya gelmezdim. | Open Subtitles | أنظر ، لن أكون هنا إذا لم يكن بإمكاني التعامل مع هذا |
| Bu yüzden bayan, siz kraliçe olduğunuzda, Ben burada olmayacağım. | Open Subtitles | لذا سيدتى,عندما تصبحين ملكة لن أكون هنا. |
| Yarından itibaren burada olmayacağım için? Belki hiçbirimiz. | Open Subtitles | لن أكون هنا بعد غد، ربما لا أحد منا سيفعل |
| Savaştan sonra burada olmayacağım. Haydi bir şeyler içelim. | Open Subtitles | بعد الحرب، لن أكون هنا تعال دعنا نتناول شراب |
| Gelecek hafta burada olmayacağım. Gitmiş olacağım. Ama sizlere şans dilemek istiyorum ve... | Open Subtitles | الأسبوع القادم لن أكون هنا سأرحل ولكني أردت أن أخبركم يا رفاق |
| Minnettar olmalısın çünkü bir gün seni giydirmek için burada olmayacağım. | Open Subtitles | لأنه يوماً ما لن أكون هنا لمساعدتك في إرتداء ملابسك |
| Pekâlâ, eğer Oprah Cosby çocuklarını havuza atacaksa ben burada olmayacağım. | Open Subtitles | حسناً إذا كانت أوبرا ستقوم بإسقاط اطفال كوزبي بالمسبح لن أكون هنا وقت حدوث ذلك |
| Onları reddetmiş olmalı. Yoksa ben burada olmazdım. | Open Subtitles | لابد أنها خيّبت أملهم بطريقة أخرى لن أكون هنا الآن |
| Willie için olmasaydı, burada olmazdım. | Open Subtitles | قلت لك الحقّ. أنا لن أكون هنا إذا هو ما كان لويلي. |
| 7. maddeyi okumak için bir kaç ayırsaydınız, şu an burada olmazdım. | Open Subtitles | الآن,لو أنك أخذت من وقتك بضع ساعات لقراءة الملحق السابع حسناً,ربما لن أكون هنا الآن,يا سيدي |
| İstemesem burada olmazdım. | Open Subtitles | أنا لن أكون هنا إذا لم أكن أريد أن أكون هنا |
| Yarın burada olmayabilirim, buna eminim. | Open Subtitles | من المحتمل أننى لن أكون هنا فى الصباح.. هذا بالتأكيد! |
| Gelecek sefer burada olmayabilirim Jack. | Open Subtitles | ( لن أكون هنا في المرة القادمة ، ( جايك |
| Ama artık ben burada olamayacağım. Ben. İyilikler Krallığına gideceğim. | Open Subtitles | لكني لن أكون هنا ابداً ستكون هذة نهايتي |
| - O olmasa burada olamazdım. | Open Subtitles | من أنا لن أكون هنا إن لم يكن بالنسبة له. |
| Bu yüzden bilmelisin ki, gidecek başka yerim olsaydı buraya gelmezdim. | Open Subtitles | لذا يجب أن تعلمي بأني لن أكون هنا |
| Ve birdaki severe hayatını kurtarmak için orada olmayacağım. | Open Subtitles | وفي المرة القادمة لن أكون هنا لإنقاذ حياتك |
| Çünkü kısa bir süre sonra sana göz kulak olmak için buralarda olmayacağım. | Open Subtitles | لأنني لن أكون هنا لفترة طويلة ي للاعتناء بهم،؟ فهم؟ |