Seninle dış politika konuşacak değilim. | Open Subtitles | هل حسمت قرارك فيما يتعلق بشرق السودان؟ لن أناقش السياسة الخارجية معك. |
Seninle dış politika konuşacak değilim. | Open Subtitles | لن أناقش السياسة الخارجية معك |
Bu doğru değil. Seks hayatımı seninle tartışacak değilim. | Open Subtitles | هذا ليس صحيح، لن أناقش حياتي الجنسية معك |
Hastamı seninle tartışacak değilim. | Open Subtitles | لن أناقش شؤون مرضاي الخاصة معكِ. |
Daha fazla tartışmayacağım. | Open Subtitles | لن أناقش هذا الأمر أكثر |
Daha fazla tartışmayacağım. | Open Subtitles | لن أناقش هذا الأمر أكثر |
İstatistiklerle ilgili bir tartışmaya girmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أناقش ما تقوله الإحصائيات. |
Seninle bu konuda tartışmaya girmeyeceğim, Stanley. | Open Subtitles | أنا لن أناقش ذلك معك، |
Televizyonu çalıştırmama yardım edene kadar hiçbir şey hakkında konuşmayacağım. | Open Subtitles | لن أناقش شيئاً حتى تساعدني في هذا التلفزيو ن سيدة " دودز " ؟ |
Dexter, endişelendiğin için müteşekkirim fakat Zach Hamilton hakkında daha fazla konuşacak değilim. | Open Subtitles | (دكستر)، أقدّر اهتمامكَ، ولكنّي لن أناقش أمر (زاك هاملتن) بعد الآن |
Bunu seninle tartışacak değilim. | Open Subtitles | أنا لن أناقش ذلك معك |
Bunu daha fazla tartışmayacağım. | Open Subtitles | لن أناقش هذا. |