Yaşlanmış, mavi saçlarımla İstanbul'da dolaşırken köşeyi döndüğümde karşımda beliriverirsen hiç şaşırmam. | Open Subtitles | لو صرت عجوزا زرقاء الشعر في ركن ما من اسطنبول، لن أندهش لو وجدتك هناك |
Buraya gelmeye bile niyeti yoksa hiç şaşırmam. | Open Subtitles | لن أندهش إن لم يكن ينوي الحضور على الإطلاق |
Bildiklerini kıza o okuduysa hiç şaşırmam. | Open Subtitles | - إنه من ( كانساس ).. لن أندهش لو أتضح أنه الواشي |
Bu dava için beni seçmeseydi şaşırmazdım. | Open Subtitles | لن أندهش إن كان اختارني لهذه القضيّة لهذا السبب |
Hayır, ama müzik işinde olduğunu duysaydım şaşırmazdım. | Open Subtitles | نعم، لكنني لن أندهش إن كان يمارس عمله في الموسيقى. |
Irene'ı öldüren kişi oysa eğer hiç şaşırmam. | Open Subtitles | و لن أندهش إذا كان هو من قتل |
Aynı zamanda kundakçı da olsaydı şaşırmazdım. | Open Subtitles | لن أندهش إذا كان مُنفّذ حرائق مُتعمّدة. |