Fazla kalmayacak zaten. | Open Subtitles | لا ، لا تكلف نفسك في تعريف نفسك عليها لأنها لن تبقى |
Burada fazla kalmayacak. O kadar uzun değil. | Open Subtitles | لن تبقى هنا طويلاً، حسناً، ليس لوقت طويل جداً |
Sen burada kalmayacaksın ve ben de seninle gelemeyeceğim. | Open Subtitles | إذن , الأمر كذلك ؟ لن تبقى هنا ولا أستطيع الذهاب معك |
Sen burada kalmayacaksın ve ben de seninle gelemeyeceğim. | Open Subtitles | إذن , الأمر كذلك ؟ لن تبقى هنا ولا أستطيع الذهاب معك |
ve eğer somut olduğunu söylerlerse, o somut olmayacak, buharlaşacaktır. | TED | و إذا قالوا إنها جامدة, فهي لن تبقى صلبة, ستتبخر. |
Eğer bu konuyu açıyorsan, açıkçası pek de dışında kalmıyorsun. | Open Subtitles | حسنا ، من الواضح أنك لن تبقى خارجه ، إن كنتسوف تحرقه |
Evet. Bizim evde kalacak. Böylece kardeşim de yalnız olmayacak. | Open Subtitles | نعم ، إنها ستبقى في منزلنا، لذا أختي لن تبقى وحدها. |
Elbette gidecek. Burada kalmıyor. | Open Subtitles | بالطبع سوف ترحل انها سوف لن تبقى هنا |
Şey, yalnız olmayacaksın. Lisa'yı uyandıracağım. | Open Subtitles | انت لن تبقى وحدك سوف اذهب لأوقظ ليسا |
Ama eğer kaçıracak ve elime vuracak olursan, artık kullanacak hiç bir elim kalmayacak. | Open Subtitles | إذا أستخدمت يدي السليمة وأنتي أخطأتي لن تبقى لي يدٌ سليمة |
Kara cüceler gittiğinde geriye tek bir atom bile kalmayacak. | Open Subtitles | مع فناء "الاقزام السوداء"فسوف لن تبقى ذرة واحدة من المادة |
Endişelenme ufaklık. Annecik sonsuza kadar deli kalmayacak. | Open Subtitles | لا تقلق أيها الطفل, أمك لن تبقى في حال جنون دائم |
Fırının kapağı aralık olduğundan sıcaklık içeride kalmayacak. | Open Subtitles | حسناً، الحرارة لن تبقى بالداخل لأن الباب مفتوح |
Burada çok kalmayacaksın. | Open Subtitles | حسنا، لا تتعلق به كثيراً لن تبقى هنا كثيراً |
Burada kalmayacaksın ve beni becermeyeceksin. Buna izin vermem! | Open Subtitles | لن تبقى هنا وتمارس الجنس معي لن اسمح لك |
Bu gece burada kalmayacaksın, biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | تعلم انكَ لن تبقى هنا ليلاً ، صحيح ؟ |
Önümüzdeki üç aya kadar Kaliforniya gerçek bir eyalet olmayacak. | Open Subtitles | إستمعِ ,لن تبقى كاليفورنيا كما هى بعد ثلاثة أشهر ؟ |
Eğer hareket edersen tekrar ikaz edilmek için şansın olmayacak. | Open Subtitles | لا تقدم على أي حركة، وإلا لن تبقى لك رأس لتعيد تجميدها. |
Sen kalmıyorsun. | Open Subtitles | لماذا تسأل يا ديريك انت لن تبقى هنا |
Bu gece burada kalmıyorsun. | Open Subtitles | لن تبقى هنا الليلة |
- Titan'da kalmıyorsun. | Open Subtitles | -أنت لن تبقى في فريق تيتان. ماذا؟ |
Kamyon onu sıkıştırdığı sürece, hayatta kalacak. | Open Subtitles | لن تبقى على قيد الحياة فترة طويلة لم افهم |
Krishnakant, duydum.. sen bu gece bizimle kalmıyor musun? | Open Subtitles | كريشناكانت، سمعت... أنك لن تبقى معنا الليلة؟ |
- Zaten sabah burada olmayacaksın. | Open Subtitles | على أيا حال، لن تبقى هنا للصباح |