Eğer iptal edersem beni aramazsın diye korktum, ama artık iptal etmemiş olsam da nasılsa bir daha beni aramayacaksın. | Open Subtitles | وكنت خائفة لو أنني قمنُ بالإلغاء فإنك لن تتصل بي مجدداً والآن,بعد عدم الالغاء |
O'nunla irtibat kurmayacaksın, mağazama gelip O'nu aramayacaksın. | Open Subtitles | لن تتصل بها، لن تأتي لمتجري وتأخذها للخارج. |
Hayır, aramayacaksın çünkü telefonunu açmıyor. | Open Subtitles | لا لن تتصل لأنه لن يرد على هاتفه |
- Aramayacak. - Bir şeyler ayarlarız. | Open Subtitles | لن تتصل لنري ما سيحدث |
Kullens'ın isteği olmadan seni savunma için çağırmayacak... | Open Subtitles | انها لن تتصل بك للشهادة دون مباركة كولن |
Bize ulaşmayacak. Onu biz bulmalıyız. Anladın mı? | Open Subtitles | لن تتصل بنا وعلينا العثور عليها ، مفهوم |
Adamı atlatmadan aramayacaktır. | Open Subtitles | لا ، لن تتصل حتى تتخلص من الرجل |
Madem aramayacaksın ne diye ümit veriyorsun? | Open Subtitles | إذا كنت لن تتصل لماذا حتي تخدعهم؟ |
Hiç aramayacaksın ki. | Open Subtitles | أنت لن تتصل أبداً |
Demek onu aramayacaksın? | Open Subtitles | اذاً لن تتصل بها؟ ؟ |
Belki aramayacaksın çünkü buradasın. | Open Subtitles | ربما لن تتصل لأنك هنا |
Babamı aramayacaksın, değil mi? | Open Subtitles | لن تتصل بأبي، أليس كذلك؟ |
- Dostum, hiç aramayacaksın sandım. - Arayacağım demiştim. | Open Subtitles | صديقي، ظننتك لن تتصل بي أبداً - ...قلت لك سأفعل - |
Hadi ama, Joe, polisleri aramayacaksın, değil mi? | Open Subtitles | بالله عليك يا (جو), لن تتصل بالشرطة, صحيح؟ |
- Aramayacak. - Tabii ki arayacak. | Open Subtitles | لن تتصل بي - طبعا ستفعل - |
Hala House'u çağırmayacak mısın? | Open Subtitles | لازلت لن تتصل بـ(هاوس)؟ |
Bir daha asla bana ulaşmayacak. | Open Subtitles | هي لن تتصل بي مرة اخرى |
Polisi aramayacaktır. | Open Subtitles | إنها لن تتصل بالشرطة |