| Bir yere gitmiyorsun! Anladın mı? Debelenme! | Open Subtitles | لا، أنت لن تذهبي إلى أي مكان أرجعي هنا، أجلسي |
| - Ve..anlaşmamız var sen de kabul ettin Baloya gitmiyorsun. Konuşma bitmiştir | Open Subtitles | بيننا اتفاق أنت وافقت على الاحترام لن تذهبي إلى حفلة التخرج هذه نهاية النقاش |
| Sen hiçbir yere gitmiyorsun. Burada bizimle kalıyorsun. | Open Subtitles | هيه, لن تذهبي إلى أي مكان ستبقي معنا هنا |
| Ama az önce liseye gitmeyeceğini söylemedin mi ? | Open Subtitles | لكنّكِ قلتِ منذ قليل أنّكِ لن تذهبي إلى المدرسة الثانوية |
| - Okula o pezevenk şapkasıyla gitmeyeceksin. | Open Subtitles | لن تذهبي إلى المدرسة وهذه القبعة على رأسك |
| Cidden baloya gitmiyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | أنت لن تذهبي إلى الحفلة الراقصة .. أليس كذلك؟ |
| Sen hiçbir yere gitmiyorsun. Burada bizimle kalıyorsun. | Open Subtitles | هيه, لن تذهبي إلى أي مكان ستبقين معنا هنا |
| Partiye gitmiyorsun. Sen, genç bayan, cezalısın. | Open Subtitles | لن تذهبي إلى الحفل، فأنتِ ممنوعة أيتها الشابة |
| Ve bunlardan daha bulursam, hiçbir yere gitmiyorsun. | Open Subtitles | و إذا وجدت الكثير من هذه لن تذهبي إلى أي مكان |
| Okula böyle gitmiyorsun. | Open Subtitles | أنتِ لن تذهبي إلى المدرسة في هذه الملابس |
| Fakat çok haklısın. Hiç bir yere gitmiyorsun. | Open Subtitles | لكنّكِ محقة تماماً، لن تذهبي إلى أيّ مكان. |
| Lejyonerler hâlâ dışarıdayken hiçbir yere gitmiyorsun. | Open Subtitles | لن تذهبي إلى أي مكان بينما الفيالقة ما يزالون في الخارج |
| Tahtayı zayıflattım. Hiçbir yere gitmiyorsun. | Open Subtitles | لقد أضعفت ذلك اللوح لن تذهبي إلى أي مكان |
| Çok sarhoşum ve gece bitmeden daha da sarhoş olmaya niyetliyim ama sen de yatağa gitmiyorsun, henüz değil! | Open Subtitles | -أنا ثمل جداً وأنوي أن أثمل أكثر قبل أن يمضي الليل لكنك لن تذهبي إلى الفراش |
| Ben Hewitt'i alana kadar bir yere gitmiyorsun. | Open Subtitles | لن تذهبي إلى أي مكان حتى أحصل على هيويت |
| -Hiçbir yere gitmiyorsun. -Sen de. | Open Subtitles | لن تذهبي إلى أي مكان ولا أنت أيضاً |
| Tamam, Morgan, tatlım, spa'ya gitmiyorsun. | Open Subtitles | حسنا عزيزتي مورغان لن تذهبي إلى المنتجع |
| O yüzden lütfen bana onu aramaya gitmeyeceğini söyle. | Open Subtitles | لذا رجاء، عديني أنك لن تذهبي إلى هناك بحثاً عنها |
| Bu evin erkeği benim ve o halk-eğitim okuluna gitmeyeceğini söylüyorum. | Open Subtitles | ... أنا رجل المنزل وأنا اقول انكِ لن تذهبي إلى كليّة المجتمع |
| Bana söz vermelisin, bugünden itibaren, hiçbir yere yalnız gitmeyeceksin. | Open Subtitles | عليكِ ان تعيديني ان من الآن فصاعداً لن تذهبي إلى أي مكان لوحدك |
| Baktık ve bir ceset bulduk bu yüzden de hiçbir yere gitmiyorsunuz. | Open Subtitles | فعلنا, و وجدنا جثة هامدة -ممّا يعني أنكِ لن تذهبي إلى أيّ مكان |