"لن تذهب لأي مكان" - Translation from Arabic to Turkish

• Hiçbir yere gitmiyorsun
• hiçbir yere gitmiyor
• bir yere gitmiyor
• Bir yere gitmiyorsun
• hicbir yere gitmiyor
• Bir yere gittiği yok
• hiçbir yere gitmiyorsunuz

Yere eğil! Seni orospu çocuğu Hiçbir yere gitmiyorsun!
أنبطح الأن، أيها الحقير فأنت لن تذهب لأي مكان

Eğer bu intikamla ilgili ise, Hiçbir yere gitmiyorsun.
إذا كان هذا بدافع الإنتقام أنت لن تذهب لأي مكان

Hiçbir yere gitmiyorsun. Şimdi yatağına dön.
انت لن تذهب لأي مكان و الآن عود الى السرير

hiçbir yere gitmiyor. Norton'u öldürmediğini biliyorum.
ـ هي لن تذهب لأي مكان ـ أعرف أنك لم تقتل نورتون

Arkadaki tekerleklerin önünde engeller var. Bu araba hiç bir yere gitmiyor.
العجلات الخلفية موصدة بإحكام تلك السيارة لن تذهب لأي مكان

Doktor gelip seni gönderene kadar hiç Bir yere gitmiyorsun.
أنت لن تذهب لأي مكان حتى يصرح لك الطبيب بذلك

Hiçbir yere gitmiyorsun. Seni tutukluyorum.
أنت لن تذهب لأي مكان أنا ألقي القبض عليك

Uzay giysisini kilitleyin bir yere. Bunlar sen geldikten sonra başladı, bu yüzden Hiçbir yere gitmiyorsun.
خذ بدلته وأغلق عليها , هذ بدأ عندما أتيت , أنت لن تذهب لأي مكان

Hiçbir yere gitmiyorsun. Bina patlayacak.
لن تذهب لأي مكان هذا المبنى على وشك ان يومض

Kontrol edilemeyen tehlikeli bir silah olduğun için Hiçbir yere gitmiyorsun.
و أنت لن تذهب لأي مكان لأنك سلاح خطير لايمكن التحكم به

Hayır, kim olduğunu söyleyene kadar Hiçbir yere gitmiyorsun.
كلا انت لن تذهب لأي مكان حتى تخبرني من انت بحق الجحيم ؟

Seni temizlemeden Hiçbir yere gitmiyorsun.
لا لن تذهب لأي مكان حتى يصبح جسدك نظيفاً

O hiçbir yere gitmiyor, dostum.
. هي لن تذهب لأي مكان يا صاحبي

Tır bensiz hiçbir yere gitmiyor yani.
هذه المركبة لن تذهب لأي مكان بدوني

hiçbir yere gitmiyor.
انها لن تذهب لأي مكان

Hayır, hayır, o para hiç bir yere gitmiyor sadece tahsis edilmeyecek.
لا ، لا ، النقود لن تذهب لأي مكان لن يتم تحويلها لأي مكان

-Pasaportsuz Bir yere gitmiyorsun. - Pasaportu gerçekten çalındı.
لن تذهب لأي مكان دون جواز سفرك - جواز سفره حقاً أنسرق -

Hayir, o hicbir yere gitmiyor.
لا, هي لن تذهب لأي مكان.

Bir yere gittiğim yok, onun da Bir yere gittiği yok.
لن أذهب إلى أي مكان، وهي لن تذهب لأي مكان

hiçbir yere gitmiyorsunuz, Albay. Albay'ı gözaltına alın.
لن تذهب لأي مكان يا عقيد أيها الضباط، أحيطوا بالعقيد