Gözlerimi kapayacağım ve açtığımda burada olmayacaksın. | Open Subtitles | سوف أغلق عيناي وعندما أفتحها لن تكوني هنا |
Gelecek kış, burası et kokusuyla dolduğunda sen burada olmayacaksın. | Open Subtitles | عندما تُملئ رائحة هذا المكان باللحم المشوي أنتي لن تكوني هنا |
Ama yılbaşında burada olmayacaksın ki. Çünkü doğum günümüzden bir gün sonra. | Open Subtitles | لكنّكِ لن تكوني هنا في رأس السنة، إذّ أن ذلك سيكون بعد عيد ميلادنا. |
Senin de anneni sevdiğini yoksa zaten burada olmazdın. | Open Subtitles | وأعلم بانكِ تحبين أمكِ أو أنكِ لن تكوني هنا |
Belki de duvarlarınızı öveceğinize onları korumaya zaman ayırsaydınız şimdi burada olmazdın. | Open Subtitles | سيكون عندي الوقت لأعظم آباركم، ووقت أطول لحراسة أسواركم، وأنت لن تكوني هنا. |
"İzle ve Gör" derdim, ama burada olmayacaksın. | Open Subtitles | كنت سأقول "ستري" و لكنك لن تكوني هنا لتري |
Yarına burada olmayacaksın. Bu gece çıkıyoruz. | Open Subtitles | لن تكوني هنا غداً، سنخرج الليلة. |
Uzun süre burada olmayacaksın. | Open Subtitles | لن تكوني هنا لفترة طويلة |
Bunu görmek için burada olmayacaksın. | Open Subtitles | حسنا, لن تكوني هنا لتري ذلك |
Evet, ama sonsuza kadar burada olmayacaksın. Değil mi Dee? | Open Subtitles | نعم, ولكنك لن تكوني هنا للأبد, صحيح يا (دي)؟ |
-Yarın burada olmayacaksın, Ashley. -Bugün yürüyüp gitmelisin. | Open Subtitles | لن تكوني هنا في الغد (آشلي) علينا أن نساعدك على المشي من هنا اليوم. |
burada olmayacaksın! | Open Subtitles | لن تكوني هنا! |
Hayır, yok. Öyle olsaydı burada olmazdın. | Open Subtitles | كلا، إنهم ليسوا كذلك، أو إنّكِ لن تكوني هنا. |
Konuşmak istemesen burada olmazdın, biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنكِ لن تكوني هنا ما لم ترغبي بالحديث. |
Ama başaracağını düşünmesen burada olmazdın değil mi? | Open Subtitles | لكنكِ لن تكوني هنا لو لم تكوني تعتقدين أن بإمكانكِ فعلها , أليس كذلك؟ |
Eğer erkek olsaydın burada olmazdın. | Open Subtitles | إذا كنتِ رجل لن تكوني هنا |