"لن تنفع" - Translation from Arabic to Turkish

    • işe yaramaz
        
    • Sığmayacağını
        
    • işe yaramayacak
        
    • işe yaramayacağını
        
    Voorsteen? - Modellerimiz işe yaramaz. - Bence de yararı olmaz. Open Subtitles النماذج التي نمتلكها لن تخدمنا النماذج لن تنفع الآن
    -Olumsuz işe yaramaz. -Central Prime'a göre, içe girme için gerekli hıza ulaşamazlar diyor. Open Subtitles لا, لن تنفع, الكومبيوتر المركزي يقول بأنها لن تصل إلى السرعة
    Bir vücudun içinde olmadığım sürece şişe işe yaramaz. Open Subtitles إنَّ القنينة لن تنفع مالم أكون خارج جسدها
    - Sığmayacağını söylemiştim! Open Subtitles -أخبرتك انها لن تنفع !
    Eğer bunu beceremezsek bunca bilgisayar korsanlığı bir işe yaramayacak. Open Subtitles كل الإختراقات التي في العالم لن تنفع ان أوقفونا
    Bunun neden işe yaramayacağını bir hafta boyunca anlatabilirim. Open Subtitles لو كان لدينا أسبوع، لا أستطيع أن أدرج كلّ الأسباب التي لن تنفع.
    Max, bence de iyi bir fikir, ama işe yaramaz. Open Subtitles ماكس أنا ظننت أنها فكرة جيدة لكن لن تنفع
    Olumsuz, işe yaramaz. Merkez bilgisayar bu füzelerin çatıyı delecek hıza erişemeyeceğini söylüyor. Open Subtitles لا, لن تنفع, الكومبيوتر المركزي يقول بأنها لن تصل إلى السرعة
    Son nefeslerini vermemekte ısrar edenler için, topukla basmak da bir işe yaramaz. Open Subtitles حسن، لن تنفع طريقة القدم معها فهي ستبقى قادرة على الحركة
    Tamam ama pompalı tüfek işe yaramaz, bize sniper tüfeği lazım. Open Subtitles حسنا لكن بندقية صيد لن تنفع نحتاج لبندقية قناص
    Sen kendini akışa bırakmazsan dünyadaki tüm fizik kuralları bile işe yaramaz. Open Subtitles كل الفيزياء في العالم لن تنفع ان لم تدع الامر ينساب
    Biri diğerinden nefret ediyorsa iyi polis kötü polis işe yaramaz. Open Subtitles تلك الطريقة لن تنفع ، حينما يكره أحدهم الآخر
    Düşündük ki kıyafetlerinizde, ekmekte veya el işlerinde sanatçılık harika bir şey. Fakat kök hücrelerde bu işe yaramaz ve bu konuyu halletmemiz gerekiyor. TED لذا نحن ننظر لهذا، ونفكر، حسناً، الحرفية رائعة، لملابسك ولخبزك وللصناعات اليدوية الأخرى ولكن في الواقع الحرفية لن تنفع مع الخلايا الجذعية، لذلك يجب أن نحل هذا الأمر.
    Hayır, "şimdi çıkıyorum" işe yaramaz. "Hemen çıkıyorum" a ne dersin? Open Subtitles "سوف أخرج قريبا"لن تنفع مثل "سوف اخرج قريبا جدا".
    - Sığmayacağını söylemiştim! Open Subtitles -أخبرتك انها لن تنفع !
    Sığmayacağını söylemiştim! Open Subtitles -أخبرتك انها لن تنفع !
    Canlandırma bir işe yaramayacak. Open Subtitles إعادة تمثيل الجريمة لن تنفع على أي حال
    Canlandırma bir işe yaramayacak. Open Subtitles إعادة تمثيل الجريمة لن تنفع على أي حال
    - Bu işe yaramayacak. Open Subtitles -أنتم يا رفاق تعلمون أن هذه الوسيلة لن تنفع
    Eski tarz bahanelerin işe yaramayacağını biliyordum ben de doğaçlama yeteneğimi kullanıp elimden geleni yaptım. Open Subtitles وكنت أعرف أن القصة العادية لن تنفع لذلك استخدمت مهاراتي في الارتجال وبذلت أقصى ما بوسعي
    Çocuksu çekiciliğinizin, herkesin üzerinde işe yaramayacağını var sayalım, Bay Wayne. Open Subtitles لنقل, إن وسامتك الطفولية لن تنفع مع كل الناس, سيّد (وين)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more