Devletin seni umursamıyor. | Open Subtitles | حكورفيقيك لن تهتم بك |
Benimkiler burada olmamı bile umursamıyor. | Open Subtitles | عائلتي لن تهتم لو كنت مكانك |
Kanuna göre hareket ettikleri sürece kimin malı olduğu resmi korsanların umurunda olmaz. | Open Subtitles | السفن الحربية لن تهتم بالغنيمة التى سيأخذوها طالما إنهم ينفذون القانون |
Bu adam Demokratik bir meclis üyesini sallandırmadıkça hiçbir şey umurunda olmaz. | Open Subtitles | ما لم تقضي على مُشرّعٍ ديمقراطي لن تهتم بذلك |
Yani, eğer Julia Shumway kocasını öldürdüğünü duyarsa umrunda olmaz öyle mi? | Open Subtitles | اذاً انت لن تهتم ما اذا عرفت جوليا شوموي بأنك قتلت زوجها |
Bir süre sonra, umursamayacaksın. | Open Subtitles | بعدمدة,لن تهتم. |
Artık bizi umursamıyor, Issy. | Open Subtitles | (لن تهتم بنا بعد الآن يا (إيسي. |
Irene senin hislerini umursamıyor. | Open Subtitles | آيرين) لن تهتم بمشاعرك) |
Gerçi işsiz olacağın için umurunda olmaz. | Open Subtitles | حسنا لكنك لن تهتم لذلك لأنه لن يكون لديك عمل بعد الان |
- umurunda olmaz. Noel değil sonuçta. | Open Subtitles | - لن تهتم ، إنه ليس عيد الكرسمس . |
Büyükannemin pek umurunda olmaz. | Open Subtitles | جدتي لن تهتم. |
Lexi'nin umurunda olmaz. | Open Subtitles | (لن تهتم (ليكسي |
Ölsem bile umrunda olmazdı. | Open Subtitles | لن تهتم حتى ولو مت أنا لا شيء بالنسبة لك |
Sokaklara düşsem, umrunda bile olmam. | Open Subtitles | لن تهتم حتى أنه يمكن أن أبقى في الشارع |
Onunla ne yaptığım bu kadının umrunda olmaz. | Open Subtitles | لن تهتم بما قد فعلته به |