"لن نخبر" - Translation from Arabic to Turkish

• söylemeyiz
• söylemiyoruz
• söyleyemeyiz
• söylemeyelim
• söylemeyeceğiz

Tabii. Yerini hiç kimseye söylemeyiz.
طبعاً فنحن لن نخبر أحد عن هذا المكان أبداً

Canımızı ortaya koyarız da bunu hiç kimseye söylemeyiz.
سنضحي بحياتنا لكننا لن نخبر أحدا عن هذا

Kesinlikle "annelere" söylemiyoruz.
نحن لن نخبر أُمهاتنا ابداً

Kimseye söyleyemeyiz.
لن نخبر أحداً ..

Baban uzaklaşıncaya kadar kardeşlerine bir şey söylemeyelim.
لن نخبر أخوانك أو أخواتك حتى يذهب أباك بعيدًا.

Kesinlikle doğru. Ve biz hiç kimseye onların nereye gittiklerini söylemeyeceğiz.
بالضبط ، و نحن بدورنا لن نخبر أحداً إلى أين ذهبا

Dwight'a onun kim olmadığını söylemeyiz.
لن نخبر دوايت بأنها ليست طبيبة

- Kimseye söylemeyiz. - Evet, al.
ـ لن نخبر أحداً ـ نعم خذها فقط

Bu dediğini kimseye söylemeyiz.
حسنًا، لن نخبر أي أحد أنك قلت ذلك

Efendim... Kimseye söylemeyiz.
سيدي لن نخبر أحداً

Pekâlâ Bob, eğer arabamızı tamir ettirirsen ailene, cinayete meyilli bir psikopat olduğunu söylemeyiz.
حسناً يا (بوب) ، لن نخبر أسرتك بأنك قاتل معتوه إن أصلحت سيارتنا

- Kimseye söylemiyoruz yani?
إذن , نحن لن نخبر أيّ أحد ؟

İkimizde kimseye bir kelime dahi söylemiyoruz.
لن نخبر به .أحداً

Kimseye söylemiyoruz, tamam mı?
لن نخبر أحداً ، حسناً؟

- İnsanlara söyleyemeyiz.
لن نخبر أحداً - أنا لم أخبر أحداً -

Bunu Lemon'a söyleyemeyiz.
لن نخبر ليمون بهذا أبداً

Hayır, hayır gideceğimizi kimseye söylemeyelim.
كلا، كلا، لن نخبر أحداً أننا سنذهب

Yine de kardeşine söylemeyelim.
عدا أننا لن نخبر أخاك

Bir şey daha var, bunu annene söylemeyelim.
هذا شئ آخر لن نخبر أمكم به

Light-kun'a bunu söylemeyeceğiz. Light-kun sizi ararsa burada, merkezin içindeymiş gibi konuşun.
لن نخبر لايت-كون بذلك وسنتكلم إليه وكأنك لازلت هنا في مقر التحقيق

Tamam. Ve kimseye, bunu paketten çıkardığımızı söylemeyeceğiz.
حسنًا ، وأننا أبدًا لن نخبر أحدًا أنها خرجت من علبة

Salı günü parlamento açılana kadar çocuklara da söylemeyeceğiz.
لن نخبر الاطفال حتى الثلاثاء موعد انعقاد البرلمان