Asla bilemeyiz çünkü bugün karargahımızın planlanmış performans bakımı günü. | Open Subtitles | لن نعرف إذ اليوم علينا القيام بأعمال الصيانة في المقر |
Gelip bizi görene kadar bunu bilemeyiz. | Open Subtitles | لن نعرف أبداً الى أن تأتى لرؤيتنا مجدداً |
Sanki bir şey saklıyormuş gibi. - Sanırım hiç bilemeyeceğiz. | Open Subtitles | يبدو أنّه كان يخفي شيئاً، أعتقد أنّنا لن نعرف أبداً. |
Bunu asla kesin olarak bilemeyeceğiz ama onun çalışması şunu gösterdi; bu yosunun aşırı yayılmasından iklim değişikli sorumlu olabilir. | TED | حسنًا، نحن لن نعرف على وجه اليقين، لكن أبحاث الدكتور بوثويل تظهر أن تغير المناخ قد يكون مسؤولاً عن انتشار هذه الطحالب. |
O cesur mürettebat son anlarında ne yaşadı, asla öğrenemeyeceğiz. | Open Subtitles | لن نعرف أبداً كيف قضى ذلك الطاقم الشجاع لحظاته الأخيرة |
Belki onun da niyeti budur ama onunla konuşmadan öğrenemeyiz. | Open Subtitles | وربما هو أيضاً متعمد لكننا لن نعرف إلا تحدثت معه |
Bu yerden ayrıldığımızda, ne olacağını bilmiyoruz. | Open Subtitles | إذا تركنا هذا المكان ، لن نعرف ماذا سيعملون. |
Ama oraya geri dönüp tekrar denemeden bundan emin olamayız. | Open Subtitles | لن نعرف الجواب إلا إذا عدنا إلى الموقع وكررنا الاختبار. |
Yanlış zamanda, yanlış bir yolcu. Gerçekte ne olduğunu asla öğrenemeyebiliriz. | Open Subtitles | الأجرة الخاطئة , في الوقت الخطأ ربما لن نعرف ما حدث بالفعل |
Yanmış enkazı incelemeden hiç bir şey bilemeyiz. | Open Subtitles | إننا لن نعرف أي شيء حتى لقد ندرس حطام محترقة. |
Şey, Doug o soruyu sormazsa bunu bilemeyiz. | Open Subtitles | حسناً، إننا لن نعرف هذا مالم يقوم ، داغ ، بتفجير السؤال الذي بداخله |
-Sen sorma ben söylemeyeyim. Raporları alana kadar kusmukla uyuşan birşeyin olup olmadığını bilemeyiz. | Open Subtitles | لن نعرف حتى نحصل على التقرير ونطابقه مع الحامض النووى |
İçine girmeden, daha fazlasını bilemeyiz. | Open Subtitles | لن نعرف عنها أكثر من ذلك إلا إذا دخلناها |
Bir kaç günden önce mantarın sisteminize yerleşip yerleşmediğini bilemeyiz. | Open Subtitles | لن نعرف بهذا الخصوص لعدة أيام إن استقرت الفطور في أنظمتكم الحيوية |
Kimse bilmiyor. Bahse girerim, asla da bilemeyeceğiz. | Open Subtitles | لا أحد يعرف, وأراهن على أننا لن نعرف أبدا |
"Bu özel göreve neden katıldığımızı asla bilemeyeceğiz Ama şunu biliyorum ki, Kara Şövalyeler bugün bir kez daha zafer kazanacaklar." | Open Subtitles | لماذا نحن في هذه المهمة؟ لن نعرف أبدا لكني أعرف هنا اليوم |
Asla bilemeyeceğiz. Onlara da aynı şeyin olduğunu ummak zorundayız. | Open Subtitles | أعتقد أننا لن نعرف أبداً , لكننا نأمل أن يكون نفس الشىء حدث معهم |
Nasıl biri olabileceğini asla öğrenemeyeceğiz. Ya da neler başarabileceğini. | Open Subtitles | لن نعرف أبداً ما كان سيصبح أو ما كان سيحقق |
- Seni hormonlu kertenkele! Şimdi ne olduğunu asla öğrenemeyeceğiz! | Open Subtitles | إنها سحلية كبيرة الآن لن نعرف أبدا ما هى |
- Hayır! - Seni hormonlu kertenkele! Şimdi ne olduğunu asla öğrenemeyeceğiz! | Open Subtitles | إنها سحلية كبيرة الآن لن نعرف أبدا ما هى |
Eğer 5 numara çöpe giderse, asla neler olduğunu öğrenemeyiz. | Open Subtitles | إذا هم حطّموا الرقم خمسة، نحن لن نعرف أبداً ما حَدثَ. |
Çünkü her soygundan sonra... kimliklerini nasıl sakladıklarını hiç bilmiyoruz. | Open Subtitles | لأن بعد الضرب كيف سينتكرون لن نعرف أى شئ عن ذلك |
Pataloji raporu gelene kadar emin olamayız ama bir tahminde bulunursak sende seminon dışı germ hücreli tümör olduğunu söylerdim. | Open Subtitles | لن نعرف بالتأكيد حتى نستلم تقرير علم الأمراض لكن لو كان عليَّ الحزر سأقول أن لديك ورم جرثومي في الخلية غير منوي. |
Yanlış zamanda, yanlış bir yolcu, gerçekte ne olduğunu asla öğrenemeyebiliriz. | Open Subtitles | الأجرة الخاطئة , في الوقت الخطأ ربما لن نعرف ما حدث بالفعل |