Sandalyeye oturmadığın sürece seninle konuşmazlar, kural bu. | Open Subtitles | لن يتحدثوا إليك إلا إذا جلست علي المقعد، إنها القواعد |
Daha sonra bir süre benimle konuşmazlar... tam olarak neden lezbiyen olduğumu... onlara açıklayana kadar, bana iyilik... yapıyormuş gibi davranacaklar. | Open Subtitles | وبعدها بفترة لن يتحدثوا معي تم سيمثلوا كما لو أنهم يسدونني معروفاً كي أشرح لهم لماذا أنا شاذة |
Muhtemelen konuşmazlar, biz de önemli istihbarat yakalamaktaki tek şansımızı kaybederiz. | Open Subtitles | ربما لن يتحدثوا وبعد ذلك قد نخسر فرصتنا الوحيدة لجمع المعلومات الاستخبارية ذات المغزى |
Sandalyeye oturmadığın sürece seninle konuşmazlar, kural bu. | Open Subtitles | لن يتحدثوا إليك إلا إذا جلست علي المقعد، إنها القواعد |
- Olsa bile, FBI'la konuşmazlar. | Open Subtitles | فهم لن يتحدثوا الى ال " اف بي أي |
Sen, Caleb için polise gitmediğin sürece Andrew hakkında konuşmazlar. | Open Subtitles | هم لن يتحدثوا عن (آندرو) طالما أنتِ (لن تخبري الشرطة عن (كاليب |
- Seninle konuşmazlar. | Open Subtitles | - لن يتحدثوا معك |