"لن يترك" - Translation from Arabic to Turkish

    • bırakmaz
        
    • bırakmıyor
        
    • ayrılmayacak
        
    • terk etmeyecek
        
    • asla izin vermez
        
    • gitmesine izin vermez
        
    • izin vermeyecek
        
    • Çocuk Geri Kalmasın
        
    Kimse o kadar parayı orada bırakmaz... Open Subtitles لن يترك أحد هذا القدر من المال إنتظري لحظة
    Hem iz bırakmaz, hem de patron kim anlarlar. Buna şüphe yok. Open Subtitles لن يترك هذا أي كدمات، وتجعله يعرف من الزعيم، ولا يوجد شك بذلك
    Ayrı olduğunuz ölü baban bize milyonlar bırakmıyor mu? Open Subtitles إذا والدك الميت لن يترك لنا ملايين الدولارات
    O zamana kadar, ebeveyninin sırtından asla ayrılmayacak. Open Subtitles وحتى ذلك الوقت لن يترك ظهر أمه على الاطلاق
    Ama treni terk etmeyecek. Onu anlamaya başlıyorum. Open Subtitles ولكنه لن يترك القطار , لقد بدأت ان اعرفه
    Bu da yeni buğday tohumlarının gitmesine asla izin vermez. Open Subtitles هذا يعني ان القمح الجديد لن يترك بذوره أبدًا.
    Suryakant ölse de yeni kızın gitmesine izin vermez. Open Subtitles "سرياكانت" قد يموت لكنه لن يترك البنت الجديدة
    Jordan asla Kevin'ın gitmesine izin vermeyecek. Open Subtitles جوردون لن يترك كيفين يذهب أبدا
    Amerikalılar'ın hicivden anladığını "Hiçbir Çocuk Geri Kalmasın" yasasını duyduğumda anlamıştım. TED ولكني أدركت أن الأميركيين يفهمون السخرية عندما اطلعت على قانون "لن يترك أيّ طفل".
    Kim olduğunu bildiğimiz için bizi sağ bırakmaz. Open Subtitles ولكي لا يسمح لاحد ان يعرف من هو وهذا يعني انه لن يترك احداً يخرج حياً من هنا
    House asla yemeklerini günlerce çürümeye bırakmaz. Open Subtitles هاوس لن يترك الطعام هنا ليتعفن لأيام مطلقا
    Mükemmel bir zehir. İz bırakmaz. Azıcık yeterli. Open Subtitles لن يترك أيّ أثر وجرعة صغيرة كفيلة بعمل اللازم، لا حاجة لأن يبتلعها أيضاً
    - Annesi bu, bu tabloyu takipçilerine bırakmaz. Open Subtitles أنها والدتهُ، لن يترك هذهِ اللوحة لأتباعه
    Geriye fazla hayal gücü bırakmıyor, değil mi? Open Subtitles ذلك لن يترك مخيلتك، أليس كذلك؟
    Anne, Ally ona âşık. Ama o karısını bırakmıyor. Open Subtitles أمي، إنها تحبه لكنه لن يترك زوجته
    - Hayal gücüne pek bir şey bırakmıyor, öyle değil mi? Open Subtitles ذلك لن يترك لى فرصة للتخيل, صحيح ؟
    Ne pahasına olursa olsun Pasifik Körfezi'nden ayrılmayacak. Open Subtitles مهما كان ما يتطلبة الأمر فهو لن يترك خليج المحيط الهادئ.
    Saklanacak, sinecek ama Brooklyn'den ayrılmayacak. Open Subtitles سوف يختبئ, لكنه لن يترك بروكلين
    Karısını terk etmeyecek bir evli erkekle birlikte olursan hayatın boyunca yalnız kalmayı kabul etmişsin demektir tatlım. Open Subtitles تبقين مع رجل متزوج الذي لن يترك زوجته وتنظرين الى فترة كونك وحيدة
    Quinn'i hiç bir zaman terk etmeyecek. Open Subtitles هو لن يترك كويِن.
    Tanrı, Şeytan'ın gösteriyi çalmasına asla izin vermez. Open Subtitles و الرب لن يترك الشيطان يكسب العرض
    Hitler, köpeğinin küçük düşürülmesine asla izin vermez. Open Subtitles لن يترك هتلر ! كلبه الصغير بأن يُزل
    İkimizin de çekip gitmesine izin vermez. Open Subtitles لن يترك اي احد منا احرار
    Muhtemelen kimseye izin vermeyecek. Open Subtitles من المحتمل لن يترك أي شخص.
    gibi. Hiçbir Çocuk Geri Kalmasın eğitim sistemi çeşitliliğe değil, benzerliğe dayanıyor. TED التعليم في إطار "لن يترك أي طفل" لا يستند على التنوع ولكن على المطابقة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more