Sanırım bunların terk edilme sorunlarına bir faydası olmaz, ne dersin? | Open Subtitles | في الغالب هذا لن يساعد مشاكلك بخصوص التعرض للهجر، أليس كذلك؟ |
Şimdi üzerine bir ton yükle... gitmenin bir yardımı olmayacak. | Open Subtitles | لا تبالغي في الانفعال لن يساعد أن تتحاملي عليه بشدة هكذا |
İçeride bulunmanın ona herhangi bir yardımı olmaz. | Open Subtitles | وهي خائفة، ستان. هل يجري في هناك لن يساعد. |
Çok feci bir olay, ancak oturup ağlamamız hiçbir işe yaramaz. | Open Subtitles | ومن المؤكد أنها حادثة مروعة، ولكن لنا القلق أنه لن يساعد. |
Sen ortalarda yoksun seninle evlendiğimden beri babam da yardım etmez oldu. | Open Subtitles | جلبت لاشيء لنا والدي لن يساعد طالما أنا متزوجه |
Birbirinizi suçlamanızın Ty'a bir faydası yok. Bebeğimi kucaklamama izin vermeyecekler, Dr. Vilder. | Open Subtitles | .. إلقاء اللوم على بعضكم لن يساعد تايلر لم يسمحوا لي بحضن طفلتي دكتور والدر |
Söylemek istediğim, onlara bizden bahsetmen durumundan kurtulmana yardım etmeyecek | Open Subtitles | انا فقط أقول اخبارهم عنا لن يساعد شيئا من حالتك هذا كل ما أقوله |
Kendini öldürmenin çocuklara bir faydası olmayacak. | Open Subtitles | تعريض نفسك للقتل لن يساعد الأطفال مطلقاً |
O zaman çatıya düştüğünde kadın gibi bağırman hiç yardımcı olmayacak. | Open Subtitles | حسنٌ، الصراخ في أثناء فعل هذا لن يساعد أبدًا. |
Geziyi iptal etmenin sınavlarımıza bir yararı olmayacak. | Open Subtitles | ان الغاء الرحلة لن يساعد على رفع معدلنا |
- Bunun faydası olmaz. | Open Subtitles | ذلك الهراء لن يساعد معاملة الإمرأة كالأميرة |
Hayır, faydası olmaz. Yani, bu zaten yeterince heyecan verici. | Open Subtitles | لا , ذلك لن يساعد اعني يجب ان اكون متحمس من الآن |
Eğer ayna sendromu olmadığını varsayarsak, o zaman gebeliğini sonlandırmanın karaciğere bir faydası olmaz. | Open Subtitles | إن افترضنا أنها غير مصابة بمتلازمة المرآة فإجهاض الجنين لن يساعد كبدها |
Silahın bir yardımı olmayacak, öyleyse, sanırım bağışlamak için bir yol bulmalıyım. | Open Subtitles | لن يساعد السلاح، لذا أعتقد أنه عليّ إيجاد طريقة للعفو |
Aydınlık'ınızın çocuğumun iyileşmesine bir yardımı olmayacak bu yüzden lütfen beni aramayı kes tamam mı? | Open Subtitles | نوركم لن يساعد في تحسن ابنتي لذا أرجوك توقف عن الإتصال بي، حسنًا؟ |
yardımı olmaz. Kasabanın biraz kafa dağıtması lazım. | Open Subtitles | لن يساعد ، المكان بحاجة إلي مصدر للإلهاء |
Işıkları kapamadan bunu bize yardımı olmaz... | Open Subtitles | هذا لن يساعد طالما لم نغلق الأضواء |
Köyün yarısı hasta hiçbir işe yaramaz, otobüsün yoksa. | Open Subtitles | نصف القريه مبتلاة بالامراض للاسف,هذا لن يساعد على الاطلاق |
- Bu defa yardım etmez. Karısını zorladığımızı düşünüyor. | Open Subtitles | لن يساعد هذه المرة، يعتقد أنّنا نحتال على زوجته. |
O hakeme götlük yapmanın da kimseye bir faydası yok. | Open Subtitles | و التصرف كشخص بغيض حيال هذا الأمر لن يساعد أي شخص في تجاوزه |
Kimse kimseye yapacağı iş için yardım etmeyecek. | Open Subtitles | لن يساعد أحد. لن يفعل أحد أي شيء. |
Diyor ki onu öldüren kişiyi arama çünkü bir faydası olmayacak. | Open Subtitles | إنهيقول... لا تبحثوا عن قاتله، لأن ذلك لن يساعد |
Ama burada saplanıp kalarak ve hiçbir şey yapmadan Finn'e öfke yağdırman yardımcı olmayacak. | Open Subtitles | لكنك مستعرة حول الفنلندي عندما كنت عالقة في هنا ولا تستطيع أن تفعل أي شيء حيال أنها لن يساعد. |
Ama korkarım bunların bir yararı olmayacak hepsini inceledim ama Kevin Stack ile ilgili bir şeye ya da herhangi bir gizli belgeye rastlamadım. | Open Subtitles | و لكنى اخشى ان هذا لن يساعد, لقد نظرت فى كل شىء فيها. و ليس هناك شىء متصل بـ - كيفن ستاك |
Herkes gerçekten korktu ve bu saçmalıkların bir yararı yok. | Open Subtitles | انظروا، كلنا خائفون، وهذا الهراءِ لن يساعد. |
Bu yüzden yanlış teşhis koymak kolaylaşmış ama bacağını almak bir işe yaramayacak. | Open Subtitles | من السهل ان تخطئ في تشخيص الانسجة الناعمة لكن قطع قدمك لن يساعد |
Beynimin havaya uçması kimsenin yararına olmayacak. | Open Subtitles | تفجير دماغى الآن لن يساعد أحداً |