"لن يستطيع" - Translation from Arabic to Turkish

    • edemez
        
    • asla
        
    • veremez
        
    • bizi
        
    • kimse
        
    • olamaz
        
    • gelemez
        
    • edemeyecek
        
    • kalamaz
        
    • olamayacak
        
    Bu seferki seni anlıyor ama yine de yardım edemez. Open Subtitles هذا الشخص يفهمك جيداً ولكنه لن يستطيع المساعدة
    kimse beni cinayetle itham edemez! Open Subtitles لن يستطيع أحد أن يُلصق بى أية جريمة قتل.
    Dünyadaki milyonlarca ve milyonlarca insanın asla deneyemeyeceği bir hediye bu. TED إنها هدية لن يستطيع الملايين و الملايين في العالم أن يجربوها أبدا.
    Doktor bu kez zarar veremez. Ona karşı hazırlıklıyız. Open Subtitles دكتور, هذه المرة لن يستطيع القيام بأي سوء, فنحن مستعدون له
    100.000'imiz Kahire sokaklarına çıkarsak kimse bizi durduramaz. TED إذا قام 100 ألف منا بالتظاهر في شوارع القاهرة، لن يستطيع أحد إيقافنا.
    Kış ekibinin sevkini iptal ettiler. Bahara kadar kimse üsse gidemiyor. Open Subtitles لقد ألغوا فرق الشتاء لن يستطيع أحد أن يرحل قبل الربيع
    Bu yükselmiş köylü onu almama engel olamaz. Open Subtitles هذا الفلاح المغرور لن يستطيع منعي من شراءه
    Peşinden gelemez, ayaklarının üzerinde o kayalar varken olmaz. Open Subtitles لن يستطيع مطاردتك ، لن يكون هناك مزيداً من الكذب مع كل تلك الصخور الجاثمة فوق ساقه
    bizi bulsa bile aracıyla bizi takip edemeyecek. Open Subtitles لن يستطيع اللحاق بنا بالسيارة حتى لو عثر علينا.
    Burada daha fazla kalamaz. Tedavi olması gerekiyor. Open Subtitles لن يستطيع أن يصمد لفترة طويلة من دون علاج
    Lyle burda olamayacak. Open Subtitles خارج سجنِ بوجمبورا لايل لن يستطيع الحضور
    - Çenesi yerinden çıkmış. Bilinci açılsa bile tek kelime edemez. Open Subtitles . لن يستطيع تكوين كلمة حتى لو كان مستيقظ
    Mantıklı? Nedir mantıklı olan? Hayatım,hiç kimse bize yardım edemez. Open Subtitles أين هي العقلانية فى ذلك يا عزيزتي لن يستطيع أحدا مساعدتنا
    Bir yardıma ihtiyacın var senin. Normal bir psikiyatrist sana yardım bile edemez. Open Subtitles أنت بحاجة لمساعدة، لن يستطيع مساعدتك أي طبيب نفسي
    Ama benim gelirim bütün bunları asla ödeyemez, asla. Open Subtitles ولكن دخلي لن يستطيع تغطية كل تلك المصروفات مطلقاً
    Oğlumuzun asla böyle bir şey söylemeyecek olması ne kötü. Open Subtitles لسوء الحظ,طفلنا لن يستطيع قول شىء مثل هذا
    Orada kilitli ve bir daha kimseye zarar veremez. Open Subtitles لقد تم حبسه في مكان حيث لن يستطيع إيذاء أحدا ثانثة
    Ama kimse Sana Zarar veremez Open Subtitles و لكن في الوقت الحالي لن يستطيع أحد إيذائك
    Artık bizi kovalayamaz. Sana da iki çift lafım var. Open Subtitles لن يستطيع مطاردتاً مرة أخري .. والأمر الآخر
    Bir kere gerçekleri ortaya koyarsam kimse bir daha bunu bize karşı kullanamaz. Open Subtitles ..حالما أقول الحقيقة للشرطة لن يستطيع أحد أن يستخدم هذا ضدنا بعد اليوم
    Peki... o zaman yanlış yaşamak hakkında keskin ve sert olamaz. Open Subtitles حسنا اذاً فهو لن يستطيع ان يعيش بصورة جيدة وحده
    Üzgünüm, Billy. Cary şu anda telefona gelemez. Open Subtitles اسفة,بيلي,كاري لن يستطيع ان يأتي إلي الهاتف الأن
    Yuko tam karşısında olunca, Julian ayak oyununa girmeden edemeyecek talk pudrası da tam bu noktada devreye giriyor. Open Subtitles عندما تكون يوكو مقابلة له لن يستطيع جوليان تحمل الاحتكاك بإصابع القدم وعندها يأتي دور البودرة
    Kral Charles sonsuza değin Napoli'de kalamaz. Open Subtitles الملك تشارلز لن يستطيع البقاء دائماً في نابلس
    Vücuduma sahip olabilir fakat ruhuma asla sahip olamayacak. Open Subtitles يمكنه الحصول على جسدي لكنه لن يستطيع الحصول على روحي ابدا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more