"لن يسمحوا لنا" - Translation from Arabic to Turkish

    • izin vermezler
        
    • izin vermeyecekler
        
    • izin vermiyor
        
    • izin vermiyorlar
        
    • izin vermeyebilirler
        
    Yurt dışına çıkmamıza izin vermezler ve muhtemelen hapse atarlar. Open Subtitles و بالتأكيد لن يسمحوا لنا بالسفر للخارج و ربما يضعونا فى السجن
    Teslim olursan birlikte olmamıza izin vermezler. Open Subtitles إذا سلّمت نفسك لن يسمحوا لنا أن نكون معا
    Gary, gitmemize izin vermeyecekler. Open Subtitles غاري ، لن يسمحوا لنا بالخروج من هنا ، اوكي
    İnsanların derisini cızırdatabiliyorum. Yüzleşelim gitsin, buradan çıkmamıza asla izin vermeyecekler. Open Subtitles لنواجه الحقيقة، إنهم لن يسمحوا لنا بالخروج من هنا أبداً
    Elimde karaağacınızı kesme emri var ama kızlarınız izin vermiyor. Open Subtitles لديّ اذن بقطع شجرة الدردار خاصتكم ولكن بناتك لن يسمحوا لنا.
    Hava düzelene kadar uçmamıza izin vermiyorlar. Open Subtitles لن يسمحوا لنا بالطيران حتى يستقر الجو
    Karaya çıkmamıza izin vermeyebilirler. Open Subtitles لربما لن يسمحوا لنا بأن نرسوا بقاربنا - أنا متأكدٌ -
    Thad, içeri öylece girip, çocuğu alıp çıkmamıza izin vermezler. Open Subtitles ثاد, لن يسمحوا لنا فقط مجرد المشي في هناك والاستيلاء عليه.
    Dönem kostümleri giymemiz gerekecek yoksa girmemize izin vermezler. Open Subtitles أجل، علينا ارتداء أزياء التمثيل وإلا لن يسمحوا لنا بالدخول
    Onlara bir milyon dolar teklif edebiliriz ama onlar buradan gitmemize izin vermezler. Open Subtitles يمكننا أن نعطيهم ملايين الدولارات ولكنَّهم لن يسمحوا لنا بأن نخرج من هنا أحياءاً
    Birlikte olmamıza asla izin vermezler. Başka bir yolu yok mu? Open Subtitles لن يسمحوا لنا أبدًا بأن نبقى سويًا، أثمة طريقة آخرى؟
    - Bunu yapmamıza izin vermezler. - Sen dışında kalırsın, Ricky. Open Subtitles ـ أرسلني ثانية ـ لن يسمحوا لنا بذللك
    Bize artık izin vermezler. Open Subtitles لن يسمحوا لنا بالدخول بعد الآن.
    Haklı olsan bile ben hastayken sığınağa girmemize izin vermeyecekler. Open Subtitles حتي لو كنت محقاً لن يسمحوا لنا بالدخول جميعاً للقبو حتي لو كنت مريضة
    Biz buradayız, gitmemize de izin vermeyecekler. Open Subtitles ولأننا جئنا هنا لن يسمحوا لنا بالرحيل
    Onu bugün görmemize izin vermeyecekler. Open Subtitles . لن يسمحوا لنا ان نراه الليلة
    Havaalanına girmemize izin vermeyecekler. Open Subtitles لن يسمحوا لنا بدخول المطار أيضاً
    Birbirimize aşığız ama şeflerimiz birlikte olmamıza izin vermiyor. Open Subtitles نحن مغرمان ببعض لكن زعماء قبائلنا لن يسمحوا لنا بالبقاء سويًا
    Bronze, onların ses sistemini kullanmamıza izin vermiyor. Open Subtitles - البرونز" ، لن يسمحوا لنا بإستخدام" أجهزتهم الصوتية
    Şimdi de burada oturmamıza izin vermiyorlar. Open Subtitles والآن لن يسمحوا لنا بالعيش هنا.
    - Girmemize izin vermiyorlar. Open Subtitles لن يسمحوا لنا بالدخول
    Karaya çıkmamıza izin vermeyebilirler. Open Subtitles لربما لن يسمحوا لنا بأن نرسوا بقاربنا - أنا متأكدٌ -

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more