Hem Bir iki gün daha kalmak Bir şeyi değiştirmez. | Open Subtitles | بالإضافة، أن البقاء هنا ليوم أو .يومين لن يشكل فرقاً |
Buna hiç anlam veremiyorum. O sadece Bir parça genetik bilgisinden ibaret. | Open Subtitles | هذا لن يشكل أي فرق , انه مجرد جزء من شيفرة وراثية |
L Bu anlamda Bir çok size yapacağım değil biliyorum ama ben bu dünyada biliyorsunuz gerçek, olduğunu düşünmüyorum? | Open Subtitles | أعلم أن هذا لن يشكل أى معنى بالنسبة لك لكن لا أظن أن هذا العالم حقيقيا ، أتعلم ؟ |
Çünkü adı portakal olan Bir çocuk ilerde hiç sorun yaşamaz. | Open Subtitles | أجل لأن طفل إسمه برتقالة لن يشكل له مشاكل في المستقبل |
Kendisi için mücadele etmeyi istememeye karar vermesi Bir şeyi değiştirmez. | Open Subtitles | هذا لن يشكل فرقًا لو قرر أنه لا يريد النضال لنفسه. |
Hem Bir iki gün daha kalmak Bir şeyi değiştirmez. | Open Subtitles | بالإضافة، أن البقاء هنا ليوم أو يومين لن يشكل فرقاً. |
Bu Bir şeyi değiştirmez. Karın gözaltında olduğu sırada ben oradaydım. | Open Subtitles | ـ لن يشكل أيّ فرق ـ كنت هناك عندما كانت زوجتي معتقلة |
Açıklama yapmana gerek yok. Bu Bir daha söz konusu olmayacak. | Open Subtitles | لاحاجة للتوضيح، أعدك لن يشكل هذا مشكلة مجددًا |
-Bir gün hiç Bir şeyi fark ettirmez. -Size söylüyorum, farkeder! | Open Subtitles | لن يشكل يوم واحد أى فارق إننى أخبرك أنه كذلك |
L Bu size Bir anlam ifade etmeyecek biliyorum, ama ben bu herhangi Bir gerçek olduğunu düşünmüyorum, l biz alternatif gerçeklik Bir tür olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعلم أن هذا لن يشكل أى معنى لك ، لكنى لا أعتقد أن أيا من هذا حقيقيا أظن أننا غالبا فى واقع بديل |
Bugün kaybettiğim iyi adamların yanında Bir tanesinin daha eksilmiş, ne fark eder. | Open Subtitles | , فقدت العديد من الرجال الجيدين اليوم . واحد أكثر لن يشكل أى فارقاً |
Bunu sana açıklayabilirim ama Bir fark yaratmayacak. | Open Subtitles | بإمكاني ان افسر السبب ولكن هذا لن يشكل أي فارق |
Bir kişi fazla olmasının fark yaratmayacağını söyleyebilirim. | Open Subtitles | و لكن يمكنني القول بأن شخصا آخر لن يشكل فارقا. |
Ama sanırım biz o olasılığa hazırlanabiliriz. Bu Bir sorun olmayacaktır. | Open Subtitles | لكن يمكننا الاستعداد لتلك الإمكانية، لن يشكل ذلك مشكلة. |
Peki kaslı olmayan görünümüm Bir sorun oluşturur mu? | Open Subtitles | حسناً. و لن يشكل جهلي بلغة الفيتامينات أي عائق؟ |
Eğer beni azgın, sinirli Bir ibne olarak görmek istiyorsa benim için sorun yoktu. | Open Subtitles | فكرت، لو أنه يريد أن يراني كلوطي صغير مهتاج، أو كطفل غاضب فلا بأس بذلك بالنسبة لي، لن يشكل ذلك أي فارق |
Hapse ha şimdi girmişim ha sonra, pek Bir farkı olmayacak. | Open Subtitles | لذا لن يشكل السجن الآن أو لاحقاً فرقاً معي |
Ama sorun çıkarmaz. Çıkarırsa böbreğine sıkarım Bir tane. | Open Subtitles | لكنه لن يشكل خطراً و إلا سأطلق عليه في كليته |
Bu kitabın film haklarını istiyorum ve yazarla iyi arkadaş olduğuna göre senin için bu Bir sorun olmamalı. | Open Subtitles | أريد حقوق الفيلم لهذا الكتاب وبما أنك صديقة جيدة للكاتب فذلك لن يشكل مشكلة |
Onu artık tehlike teşkil etmeyeceği Bir yere götürmek istiyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نريد أذيته، نريد فقط إحضاره لمكان حيث لن يشكل خطر لأحد |