Eşyalarını vermek çok cömertçe, ama babanın yediği haltı düzeltmez. | Open Subtitles | منح أشيائك كرم كبير منك يا فتى ولكنه لن يصلح الفوضى التى سببها والدك |
Hastaneyi yönetirken herkese beceriksiz olduğunu söylemek durumu düzeltmez. | Open Subtitles | السير في المستشفى وإخبار الجميع أنهم غير كفئين لن يصلح هذه الحالة. |
Özür dilemek bunu düzeltmez, Anne... Özür dilemek hiçbir şeyi düzeltmez. | Open Subtitles | ...الأسف لن يصلح ذلك يا أمي الأسف لن يصلح أي شيء |
Evet ve büyükannenin tek su kaynağına o pis ellerini götürmen bunu çözmeyecek. | Open Subtitles | غمس إصبعك القذر في مصدر مياه امك الوحيد لن يصلح هذا |
Bu hiç bir şeyi çözmeyecek. | Open Subtitles | انتقامك لن يصلح أي شيء |
Takılmayacağım. Ama bu işleri düzeltmez. | Open Subtitles | لن أفعل ذلك, لكن هذا لن يصلح الأمر |
Yaramayacak. Hiçbir şeyi düzeltmez. | Open Subtitles | .لنيفعل لن يصلح أي شيء |
Evet ama onu öldürmek bunu düzeltmez. | Open Subtitles | -نعم .. وقتله لن يصلح هذا |
Ve Kyle'ın anlattıklarını söylemek, bunu düzeltmez. | Open Subtitles | و أخبارها بما قاله (كايل) لن يصلح الأمر |
Hiçbir şeyi düzeltmez. | Open Subtitles | لن يصلح أي شيء |
Ailenle olan sorunları bu çözmeyecek. | Open Subtitles | لن يصلح ذلك المشاكل مع عائلتك |
Ev, sorunlarımızı çözmeyecek, Ben. | Open Subtitles | - (لن يصلح هذا المنزل علاقتنا يا (بِن ... |