Babanın yatırım yaptığını kimse bilmeyecek. - Bunun izi sürülemeyecek. | Open Subtitles | لن يعلم أحداً أن والدك استثمر ولا شيء سيعود للخلف |
Senin taşıdığını bilmeyecek ki. Bana yardım etmelisin. | Open Subtitles | أنه لن يعلم بإنك تحمل النقود , هيا عليك مساعدتي |
oğlumu alacağım ve kimsenin haberi olmayacak. Bu görevi yaparsam... | Open Subtitles | و لن يعلم أحد بأمره إن فعلت هذا. |
Bundan asla haberi olmayacak, asla. | Open Subtitles | لن يعلم عن هذا أبداً |
Hayır. Asla öğrenmeyecek. Konu kapanmıştır. | Open Subtitles | لا، أسمعي انه لن يعلم أبدا، لقد أنتهى الامر |
İyi savunma yapan birinin düşmanı da neye saldıracağını bilemez. | Open Subtitles | مع شخص جيد في الدفاع، عدوه لن يعلم من يهاجم. |
Biz olduğumuzu asla öğrenemeyecek. | Open Subtitles | هو لن يعلم ابدا أنه نحن نحن فقط سنجد المراقب |
Dünya var olduğunuzu asla bilmeyecek. | Open Subtitles | العالم لن يعلم أنك كنت موجود على الاطلاق |
-Hiç kimseye söylemeyeceğiz. Kimse bilmeyecek. | Open Subtitles | ،لقد أضعتُ حياتي من أجلك لن نحبر أي أحد، لن يعلم أي أحد |
Rahatlayın, onu bir süre daireler çizerek getirdim, tamam mı, ...o yüzden nerede olduğunu veya ne kadar uzağa geldiğini bilmeyecek. | Open Subtitles | اهدءوا،لقد دُرت به بالسيارة في دائرة لبعض الوقت لذا هو لن يعلم أين كان أو كم ابتعد |
Kaynağın sen olduğunu kimse bilmeyecek. | Open Subtitles | سأتأكد من أن أحدًا لن يعلم بأن القصة أتت منكِ |
- Çocuk k. Çına neyin vurduğunu bilmeyecek. - Arkadaşların havai fişek gösterisi için buralarda mı? | Open Subtitles | .صديقنا لن يعلم ماذا ضرب مؤخرته السوداء هل سيبقى أصدقاءك لمشاهدة التفجير؟ |
Söz, haberi olmayacak. | Open Subtitles | لن يعلم والدي بالأمر. |
Bebekten kimsenin haberi olmayacak. | Open Subtitles | لن يعلم أحد بالطفل |
Kimsenin bizim varlığımızdan haberi olmayacak. | Open Subtitles | لن يعلم احد بوجودنا |
- Sakin ol! öğrenmeyecek, ona anlatmaz. | Open Subtitles | إهدأو, هو لن يعلم بالأمر لن تقوم بإخباره |
Kimse öğrenmeyecek ki! Sadece sen ve ben. | Open Subtitles | لن يعلم ذلك أحد ، الأمر بيني و بينك |
Evet ama bunu kimse öğrenmeyecek. Sabahtan beri günlük yapılacaklar listesi hazırlıyordum. | Open Subtitles | حسنا، ولكن لن يعلم أحدهم كنت أنشئ قائمة |
İyi saldırı yapan birinin düşmanı neyi savunacağını bilemez. | Open Subtitles | مع شخص جيد في الهجوم، عدوه لن يعلم ما يجبُ أن يُدافعَ عنه. |
Ve burada ne olduğunu kimse bilemez. | Open Subtitles | و لن يعلم أحد إذا قمتم بقتلى الأن |
Eğer buradan ayrılmazsak dünyadaki hiç kimse keşfettiğimiz şeyi asla öğrenemeyecek. | Open Subtitles | ، لو لم نخرج أبدا لن يعلم أحد في الأرض ما قد إكتشفناه |
Oradan bir haftada birkaç bin çıkarırım ve kimsenin haberi olmaz diyorum. | Open Subtitles | انا اراهن انني استطيع ان اخرج العديد من الألاف من هذا المكان و لن يعلم احد |
Babamın bunu duymayacağına gerçekten inanıyorsan... | Open Subtitles | إذا صدقت فعلاً بأن والدي لن يعلم شيئاً عن هذا الأمر |