"لن يقول" - Translation from Arabic to Turkish

    • söylemeyecek
        
    • söylemez
        
    • demez
        
    • söylemiyor
        
    • Onu ele vermez
        
    • söylemedi
        
    • söylemeye cesaret edemez
        
    Sadece Charlie size bildiklerini söylemeyecek sıkı ağızlı bir piçtir. Open Subtitles تشارلي هو الوحيد الذي لن يقول لك أين مكان البقيه من أصحابه
    İznim olmadan Alex bir şey söylemeyecek dedim. Open Subtitles لقد قلت لك بأن أليكس لن يقول أي شيء بدون أذني
    Tabii hiçbir şey söylemeyecek, çünkü söyleyebileceğini düşünemiyor. Open Subtitles وبالطبع, لن يقول أي شيء, لأنه يشعر بأنه لا يستطيع
    Kimse sana, ejderhayı öldüremeyecek kadar küçük olduğunu söylemez çünkü hepsi kitabın içindedir. Open Subtitles لن يقول لكى أحد أنك صغيرة لتقتلى التنين لأن كل هذا يحدث هنا وأنتى فى أمان
    Gerçek yapımcılar böyle birşey demez! Open Subtitles لن يقول لي هذا منتج حقيقي حتى بعد مليون عام
    Owen hiçbir şey söylemiyor ve Kepner dışında Riggs'i tanıyan kimse yok. Open Subtitles أوين لن يقول عن ماذا يتعلق الأمر ولا أحد يعرف ريغز سوى كيبنر
    Onu ele vermez. Open Subtitles لن يقول لنـا مكانـه
    Cinayetlerden haberi olduğunu söylemeyecek çünkü haberi yok. Open Subtitles لن يقول بأنها كانت تعلم بتلك الجرائم لأنها لم تعلم
    - Evet zengin iyidir, ama ya bu konuda bir bok söylemeyecek olan biri? Open Subtitles ،الغني .. جيد لكن ماذا عن شخص لن يقول شيئاً أبداً؟
    Ama bu, başka biri de söylemeyecek anlamına gelmez. Open Subtitles لكن هذا لا يعني بأن شخصاً ما لن يقول ذلك.
    Üzgün olduğu dışında, mahkemede başka bir şey söylemeyecek. Open Subtitles لن يقول أي شيء بالمحكمة غير انه أسف
    - James Novak hiçbir şey söylemeyecek, Sally. Open Subtitles جايمس نوفاك لن يقول أي شيء يا سالي
    Kimse bir şey düşünmeyecek ve söylemeyecek. Open Subtitles لن يظن أحد و لن يقول أحد شيئاً
    Yapmamız gerekeni yapalım. Kimseye söylemez. Open Subtitles يجب علينا أن نقوم بما علينا أن نقوم به هو لن يقول لأي شخص
    - Asla böyle bir şey söylemez. - O iyi biri değil, tamam mı? Open Subtitles ـ لن يقول هذا أبداً ـ إنه ليس رجل جيّد، إتفقنا؟
    Bence karakterim bunların hiçbirini söylemez. Open Subtitles يبدو أن شخصيتي لن يقول أي من تلك الأشياء.
    İnan bana, eğer oraya aitmiş gibi içeriye girersen kimse bir şey demez. Open Subtitles ثق بى , لو مشيت هنا و كأنك تنتمى للمكان لن يقول احد شىء
    Elbette, doğrudan söylemiyor ama müvekkil demek istediğini anlıyor. Open Subtitles بطبيعة الحال، انه لن يقول ذلك صراحة ولكن هل العميل قبض على
    Onu ele vermez. Open Subtitles لن يقول لنـا مكانـه
    Kendisiyle kişisel yaralanmalara girmek yerine ceza muhafazasında kaldığımda, o bir şey söylemedi, aramak için birini bulmanın iyi olacağını iddia etti. Open Subtitles عندما أكون محامي للشخص الذي أساء له لكنه لن يقول ذلك إطلاقا
    O zaman bir şey söylemeye cesaret edemez. Open Subtitles إنه لن يقول شيء !

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more