Meksika'daki pisliği temizlemek için kullanıldıklarını öğrendiğinde, mutlu olmayacak. | Open Subtitles | لن يكون سعيدًا إنّهم يُستخدمون "للتخلُّص من فوضى "المكسيك |
Adamı ve özellikle de uygulamasını yayında ezip geçtiğinde Pruit mutlu olmayacak. | Open Subtitles | حسنا، حين تقومين بتشريح هذا الرجل وخصوصًا برنامجه، (برويت) لن يكون سعيدًا. |
Beyrut'a inmekten pek mutlu olmayacak. | Open Subtitles | لن يكون سعيدًا بذلك، الهبوط في "بيروت". |
Binbaşı memnun olmayacak. Hem de hiç memnun olmayacak. | Open Subtitles | الرائد لن يكون سعيدًا لن يكون سعيدًا أبدًا |
Eline haklı olduğunu kanıtlayacak imzalı bir itiraf geçmediği sürece memnun olmayacak. | Open Subtitles | لا أصدّق هذا لن يكون سعيدًا إلاّ إذا حصل على اعتراف موقّع منك أنّه على حق |
Bu durum patronumun hiç hoşuna gitmeyecek ve neden böyle olduğunu da ona sen açıklayacaksın. | Open Subtitles | رئيسي لن يكون سعيدًا حيال هذا و أنتِ الوحيدة التي بإمكانها تفسّير هذا له |
Escobar'ın gözetiminizde olmadığını duyunca hiç mutlu olmayacak. | Open Subtitles | لن يكون سعيدًا عندما يعلم أن (إسكوبار) ليس بقبضتِك |