O kadar çok soru soruyordu ki onu senin odana yolladım. | Open Subtitles | نعم، كانت تطلب الكثير من تافه الأسئلة. أنا أرسلت لها حتى إلى غرفتك. |
onu etkilemeye çalışmadı, daha çok, istenmeyen, öfkeli, koruyucu bir melekti. | Open Subtitles | الآنسة آرتشر لم تكن تدرك بوجود متربص لها حتى البارحة لم يكن يحاول ان يثير اعجابها كان اشبه بملاك حارس عنيف جدا ومرفوض |
onu yağlamamız lazım, böylece sıkışmaz. | Open Subtitles | نحن بحاجة إلى الشحوم لها حتى ذلك أنها لا تتعثر. |
Günah çıkartmasını bitirene kadar onu dinlemem mi gerekiyordu? | Open Subtitles | أكان من المفترض أن أستمع لها حتى تنتهي وأمنحها الغفران؟ |
Çünkü onu henüz öldürmemiş olmamın tek nedeni o kitabı geri almak istememdi. | Open Subtitles | هذا مؤسف حقاً, لان استعاده ذلك الكتاب كان السبب الوحيد لعدم قتلي لها حتى الان |
Tanıştığında onu kucakla, yoksa duygusal olarak bağlanamadığını düşünür. | Open Subtitles | وحين تفعل، ستقوم بالتسبّب بالحرج لها حتى تكتشف أنّك عاطفياً غير متاح. |
Lord Choi'nin adamlarından dayak yediğin halde onu korumuştun. | Open Subtitles | كنت الحماية لها حتى عندما تعرضت للضرب من قبل رجال السيد تشوي |
Her seferinde üç günlüğüne gidiyor ve onu özlemiyor bile. | Open Subtitles | لقد مضى على فراقه لها ثلاثة أيام دون أن يشتاق لها حتى |
onu hiç bu kadar ince söylerken duymamıştım. | Open Subtitles | أنا لم أسمع الغناء بحيث يكون لها حتى الآن. |
Peki niye sadece onu uyandırıp, nerde olduğunu sormuyoruz? | Open Subtitles | فلماذا لا نصحو فقط لها حتى و أسألها أين هو ؟ |
Karım gelip onu alana kadar, onu ofise götürüp göz kulak olabilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تأخذيها إلى ذاك المكتب, انتبهي لها حتى اتصل بأمها لكي تأخذها |
Döndü, kanını aldıklarını sonra onu birkaç makineye bağladıklarını, acıdığını söyledi. | Open Subtitles | وعادت، وقالت التي أخذوها الدم وبعد ذلك مدمن مخدرات لها حتى لبعض الآلة. وقالت أنها تؤذي. |
Onun birşeye değer olmadığını düşünebilirsiniz, ama ben onu bırakmayacağım henüz. | Open Subtitles | قد لا أعتقد أنها تساوي شيئا، لكنني لن أستسلم لها حتى الآن. |
onu biraz döversek herşeyi anlatacaktır? | Open Subtitles | كيف يمكن للطفل أن تلتزم بيان لها حتى بحزم؟ |
Ben bunu kullanırken sen onu lafa tut. | Open Subtitles | يمكنك الدردشة لها حتى حين كنت تستخدم هذا. |
Gabby onu dokuzuncu sınıftaki kuantum fiziği ve sicim teorisine kadar hazırlıyor. | Open Subtitles | غابي لديها لها حتى الصف التاسع فيزياء الكم، نظرية الأوتار. |
Arabayı hareket ettiremiyor ya da bilinçsiz halde onu çıkartamıyorsak... | Open Subtitles | إذا لم نتمكن من تحريك السيارة، أو جلب لها حتى فقد الوعي، |
onu Kadın Doğuma kendim götürmeliydim. Hemen. | Open Subtitles | ل ينبغي لقد اتخذت لها حتى لOB نفسي. lmmediately. |
Şimdiye kadar onu çok üzdüm. | Open Subtitles | مثل... هدية او ما شبه ذلك واكننى لا اعرف ماذا سوف اشترى لها حتى الان |
Monica'da onu vermek zorunda. | Open Subtitles | بالتأكيد. سوف مونيكا ان تعطي لها حتى. |