Em City'e bir nedenden gelmek istedim tek bir nedenden. | Open Subtitles | طلبتُ وضعي في مدينة الزمرد لهدفٍ وحيد لهدفٍ واحد فقط |
Sabit dururken hedefi vurmak kolaydır bir de ortalık karışınca olacakları düşün. | Open Subtitles | إنها مجردُ إصابةٍ لهدفٍ ثابت لكن فكري بذلك لو كُنت مُتحركة |
bir amaca doğru aktif olarak hareket etmek çok iyi geliyor. | Open Subtitles | ويعطيني ذلك شعوراً جيداً للغاية كوني متحمّس لهدفٍ ما |
Korkunç bir adada geçirdiğim beş yıldan sonra evime tek bir amaçla geldim. Şehrimi kurtarmak. | Open Subtitles | عدتُ لوطني لهدفٍ واحد، وهو إنقاذ مدينتي. |
Cehennemde beş yıl geçirdikten sonra, evime tek bir amaçla döndüm. | Open Subtitles | "بعد 5 سنين في الأهوال، عدت دياري لهدفٍ أوحد" |
Ancak burada her detayın bir anlamı var. | Open Subtitles | ولكن هنا، كلّ تفصيل يُضاف لهدفٍ ما. |
Ancak burada her detayın bir anlamı var. | Open Subtitles | ولكن هنا، كلّ تفصيل يُضاف لهدفٍ ما. |
Ama peki ya bütün bunlar belki bunların olmasının bir sebebi vardır. | Open Subtitles | . ربّما هذا يحدث لهدفٍ معيّن |
Twickenham'da Kurbağaları bir sayı farkla yenmişiz. | Open Subtitles | لقد انتصرنا على (الضفادع) من خلال إحرازنا لهدفٍ في (تويكنهام) |
Eğer Minas'ı havaya uçuran aynı patlayıcıyla yüklendiyse daha büyük bir hedef peşindeler ve daha fazla zayiat. | Open Subtitles | تفجيرُ "ميناس" بها, فمن المرجحِ والأكيدِ أنَّهم يسعون لهدفٍ أكبر وعددٌ أكبرَ من الضحايا إن معرفةُ من كان "ميناس" يعملُ لصالحه... |
Ve bu bir amaç için. | Open Subtitles | وإنه لهدفٍ. |