| İşte bu yüzden kablolu kanalım yok, erotik kanal yüzünden. | Open Subtitles | لهذا لا أشترك في قنوات فضائية، بسبب قناة العراة تلك |
| İşte bu yüzden temizlikçi olamam. Böyle bir düşünce tarzım var. | Open Subtitles | لهذا لا أستطيع أبداً أن أكون خادماً كنت سأتخذ الموقف الآتي: |
| İşte bu yüzden senin doldurman gerekiyor. Ayrıca bir aynayı böyle tutamazsın, tatlım. | Open Subtitles | لكن لهذا السبب يجب عليكِ ملؤها، إضافة لهذا لا يمكنك الإحتفاظ بالمرآة عزيزتي |
| O yüzden senin gibi kahpelerin bizi işimizden alıkoymasına müsaade edemeyiz. | Open Subtitles | نعم و لهذا لا نحضر العاهرات مثلك كي لا يضيعوا وقتنا |
| - Bu yüzden asla gözünü dikmemelisin. - Gözünü dikme. | Open Subtitles | لهذا لا تنظر لهم أبداً - لا أنظر أبداً - |
| Zamansal domino etkisi. İşte bu yüzden tarihin akışına müdahale edemeyiz. | Open Subtitles | ،متتالية تأثيرات زمنية .لهذا لا يتعين أن نتدخل في مسار التاريخ |
| İşte bu yüzden her tarafta aynı zaman yaşanamaz. | Open Subtitles | لهذا لا يمكن أن يكون الوقت واحد بكل مكان. |
| Sen ve koca ellerin. İşte bu yüzden ev hayvanı alamıyoruz. | Open Subtitles | أنت وراحتا كفيك لهذا لا يمكننا اقتناء حيوان مدلل |
| İşte bu yüzden bir parkta randevu ayarlamazsın. | Open Subtitles | لهذا لا يمكن ان تعد اجتماعا في حديقة عامة |
| İşte bu yüzden benim hiç güzel bir şeyim olmuyor. Ne zaman bir robot yapsam biri gelip... | Open Subtitles | لهذا لا أستطيع أن تكون لديّ أشياء جميلة كلماصممتآلياًيأتيأحدو .. |
| İşte bu yüzden benim hiç güzel bir şeyim olmuyor. Ne zaman bir robot yapsam biri gelip... | Open Subtitles | لهذا لا أستطيع أن تكون لدي أشياء جميلة، كلماصممتآلياًأتىأحدو.. |
| - İşte bu yüzden gitmemeliyim. Benim sorunumun çözümü yok. | Open Subtitles | لهذا لا أريد الذهاب، أشبه بلغز، أليس كذلك؟ |
| İşte bu yüzden hiç bir kadın seninle üç sevişmeden fazla durmuyor. | Open Subtitles | لهذا لا تبقى معك أيّ إمرأة بعد أن تضاجعها لثلاث مرات. |
| İşte bu yüzden psikiyatrlara para vermiyorum. | Open Subtitles | أرأيت، لهذا لا أضيع الأموال على الأطباء النفسيين |
| görüyormusun işte bu yüzden ben size böyle şeyleri anlatmıyorum. | Open Subtitles | حسناً, أترون؟ لهذا لا أخبركم بهذه الأشياء |
| O yüzden bana lütfen çılgın kuramlarınızı yollamayın. | TED | لهذا لا تراسلني عبر البريد الإلكتروني بواحدة من نظرياتك المجنونة |
| Olduğumuz noktayı etkileyecek güç hepimizde var, O yüzden de asla kendi potansiyelimizi küçük görmemeliyiz. | TED | إننا جميعًا أينما كنا لدينا سلطة وتأثير، لهذا لا ينبغي علينا أبدًا، أن نقلل من قوة تأثيرنا وسلطتنا الخاصة. |
| O yüzden hiç tatil yapmadım. Her sabah orada olmam gerekiyordu. | Open Subtitles | لهذا لا أستطيع أخذ إجازة عليّ الوقوف كل صباح في نفس المكان و الوقت |
| Değer verdiklerini biliyorum. Ben de onlara değer veriyorum. - Bu yüzden orada olamam. | Open Subtitles | أعلم، وأكترث بهم، لهذا لا يمكنني التواجد معهم. |
| Değer verdiklerini biliyorum. Ben de onlara değer veriyorum. - Bu yüzden orada olamam. | Open Subtitles | أعلم، وأكترث بهم، لهذا لا يمكنني التواجد معهم. |
| İşte bu nedenle kesinlikle beni yem olarak kullanıp sonra kenara atamazsınız. | Open Subtitles | بالضبط لهذا لا يمكنك إستخدامى كطعم وتركى عرضه للضياع |
| Görünür yelpazede olduğu halde net görememenizin nedeni bu. | TED | و لهذا لا يمكننا أن نرى السطح من خلاله بأعيننا في منطقة الرؤية العادية من الطيف. |