"لهذا يجب أن" - Translation from Arabic to Turkish

• İşte bu yüzden
• Bu yüzden bunu
• yüzden onu

İşte bu yüzden dinlemekte ısrar etmeliyiz, Gordy, tekrarını yakalamak için.
لهذا يجب أن نبقى على هذا، جوردي، في حالة بانة يكون

İşte bu yüzden bizim eve gitmeliyiz. Annemin kasasının şifresini biliyorum.
لهذا يجب أن نذهب إلى منزلي فأنا أعرف الرقم السري للخزنة

İşte bu yüzden olayları etkilemek için hükümette kalmalısın
لهذا يجب أن تبقى في الحكومة لكي تأثر على الأمور

Kendimizle kavga etmek bizi dağıtmaya başlar. Bu yüzden bunu burda bitiriyoruz. Duydunuz mu beni?
محاربة بعضنا هو طريق للإنقراض و لهذا يجب أن ينتهي الآن، هل تسمعني؟

Bu yüzden bunu duyman lazım.
لهذا يجب أن تسمع إلى ما ساقوله

Bulacak olurlarsa onları kimse durduramaz. O yüzden onu önce sen bulmalısın.
وإن وجدوه، فلا يمكن ردعهم، لهذا يجب أن تجديه أنتِ أولاً.

Sana yer çekimi gibi çekiliyorum işte bu yüzden senden olabildiğince uzaklaşmalıyım.
أنا انجذب نحوك كالجاذبيه لهذا يجب أن ابتعد قدر ما استطيع

İşte bu yüzden yapay ağaç almalısın. Sonsuza dek dayanır.
يا رفيق لهذا يجب أن تشترى هذة الأشجار المُزيفة لأنها تدوم إلى الابد

İşte bu yüzden onu bulmam gerekiyor. Bana kendi gibi olmayı öğretebilsin diye.
لهذا يجب أن أجده، حتّى يعلّمني كيف أكون مثله.

İşte bu yüzden burada duruyor. Sadece benim ulaşabileceğim yerde.
لهذا يجب أن يبقى هنا حيث استطيع أنا فقط الوصول إليه

İşte bu yüzden biz de Eratus böceğinin kök hücrelerini kullanmak zorundayız.
لهذا يجب أن نستعمل الخلايا الجذعيّة من حشرة "إيراتوس" -عفوًا؟

İşte bu yüzden, bu işlem bebekken yapılmalı.
لهذا يجب أن يتمّ هذا مع الأطفال الرضّع

İşte bu yüzden ruhumuzu Tanrı'ya teslim etmeliyiz.
لهذا يجب أن نـُسلـّم أرواحنا لخالقها

İşte bu yüzden birine yardımcı olarak gitmelisin.
حسنًا، لهذا يجب أن تكون صديق معركة

İşte bu yüzden her zaman hemen güncellemelisiniz.
لهذا يجب أن تنزّل كل التحديثات.

Bu yüzden bunu çözmeliyim.
لهذا يجب أن أحلها

İşte bu yüzden bunu beraber yapmamız gerekiyor.
لهذا يجب أن نفعل هذا معاً

İşte bu yüzden bunu uygulamalıyız.
لهذا يجب أن ننفذها

Eğer onu bulurlarsa onları durduracak hiçbir şey kalmaz bu yüzden onu ilk önce sen bulmalısın.
وإن وجدوه، فلا يمكن ردعهم، لهذا يجب أن تجديه أنتِ أولاً.