bu iş için doğru polislere sahip olduğumuzdan emin olmalıydık. | Open Subtitles | بأن لدينا الاشخاص البارعون لهذه المهمة أي نوع من الاشخاص؟ |
Bu yüzden bu iş için en uygun adamsınız. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما أتحدث عنه أنت الرجل الوحيد لهذه المهمة |
Bu görev için en gelişmiş casus üniteleri olarak tasarlandınız. | Open Subtitles | لقد تم تصميمكم لهذه المهمة لان تكونوا وحدة الترشيح الوحيدة |
Yiyecek Tanrısı ve Ateş Tanrısı Bu görev için Nanahuatl'ı seçerken Yağmur Tanrısı ve Dört Çeyreğin Tanrısı kendi tekliflerini seçmişti: şerefli, zengin Tecciztecatl. | TED | اختار إله الرزق وإله النار ناناوات لهذه المهمة بينما إله المطر وإله الفصول الأربعة اختارا تيكسيستاكات المغرور والثري |
bu göreve zihnen hazırlanmam lazım. | Open Subtitles | أنا أقوم بتهيئة نفسي عقلياً لهذه المهمة البسيطة |
bu işe uygun olduğumu sanmıyorum. | Open Subtitles | تعرف, لا اعتقد انى الشخص المناسب لهذه المهمة, |
Size söz veriyorum, Kurul iş için doğru kişiyi görevlendirecektir. | Open Subtitles | أعدك أن فرقة ألاي ستوكل لهم الرجل المناسب لهذه المهمة |
Bu görevin herhangi bir bölümü için beni uygun buluyor musun? | Open Subtitles | أي قطعة لهذه المهمة أنت تشعر مثل تدعني أدخل فيها ؟ |
Ama bu işi sana verdim çünkü, bence bu iş için doğru kişisin. | Open Subtitles | و أنا أعطيتك هذه الفرصة لأننى أعلم أنك الشخص المناسب لهذه المهمة |
Ama bu şirketi sana verdim çünkü, bence bu iş için doğru adamsın. | Open Subtitles | و أنا أعطيتك هذه الفرصة لأننى أعلم أنك الشخص المناسب لهذه المهمة |
Demeye çalıştığım, bu iş için uzun bir oyuna ihtiyacımız var. Tamam mı? | Open Subtitles | اقصد نحن في حاجةالى خدعه طويلة لهذه المهمة حسنا |
bu iş için birini kullanacağını bilsem asla kabul etmezdim. | Open Subtitles | لو علمت انه سوف يستخدم حاجب هرم لهذه المهمة لن أتقبل هذا أبدا |
Justin, bunun hakkında konuşmak isterim, ama... bu iş için ikinci tur mülakatım var. | Open Subtitles | ولكني ، و مقابلة الجولة الثانية لهذه المهمة الجديدة. الجولة الثانية؟ |
Bu görev için yol haritamız Birleşmiş Milletler'in 17 Sürdürülebilir Gelişim Hedefinden geliyor. | TED | وتأتي خارطة الطريق لهذه المهمة من أهداف التنمية المستدامة السبعة عشر لبرنامج الأمم المتحدة. |
- Bu görev için seni, özellikle seçtim. - Ben bunu yapamam, ama. | Open Subtitles | أنا إخترتكم خصيصاً لهذه المهمة لا أستطيع أن أفعل هذا |
- Bu görev için sana ihtiyacım var. - Fizik kurallarına karşı koyuyor. Ve siz biliyorsunuz. | Open Subtitles | نحتاجك لهذه المهمة أنه يتحدى قوانين الفيزياء |
Bu görev için Akimichi klanından çok gizli haplar aldı. | Open Subtitles | بما انه من عشيرة آكيميتشي فقد جلب معه دواءً سرياً لهذه المهمة |
bu göreve 25 Ağustosta çıkmıştık. | Open Subtitles | ، لقد تركنا أورتن لهذه المهمة هو 25 أغسطس |
Hayır, düşünmüyorum. bu göreve gidiyorum. | Open Subtitles | لا، أنا لا أفكر في الذهاب لهذه المهمة أنا ذاهب الى هذه المهمة |
İstediği savaşsa, savaşırız. Tüm zekamı bu işe yatıracağım. | Open Subtitles | إذا كانت تريد الحرب ، ستحصل عليها سأجمع العباقرة لهذه المهمة |
Bu görevin başarılı olarak sonuçlanması daha az sayıda bilimadamı ve pilot yollayarak Ay'a nadir olan bir ziyaretle sonuçlanabilir. | TED | وسيؤدي الاختتام الناجح لهذه المهمة الى زيارة نادرة للقمر من قبل عدد قليل من العلماء التابعين للحكومة والطيارين. |
- Eğer sohbet kısa sürerse... bu görevi yerine getirebilecek güçteyim. | Open Subtitles | إذا كانت المحادثة قصيرة فسأكون كفؤاً بما فيه الكفاية لهذه المهمة |
Yerine başkasını bulamadığım için seni bu operasyona göndermeyi düşünüyorum. | Open Subtitles | مع عذر أنه لا يوجد أحد ليتم استبداله بك .أنا افكر في إرسالك لهذه المهمة |