Fikrini değiştiremeyeceğimi görünce ona vaziyeti anladığımı söyledim. | Open Subtitles | عندما عرفتُ أنّي لمْ أستطع تغيير رأيه، قلتُ له أنّي أتفهّم. |
Ama ona, havaalanında bir tekerlekli sandalye alacağımızı söyledim. | Open Subtitles | وقلتُ له أنّي سأذهب إلى .المطارفي كرسيّمُتحرّك. |
Bir falcı ona onu sevdiğimi söylemiş. | Open Subtitles | ،أخبرني أن قارئة الطالع قالت له أنّي أبادله الحبّ أيضـًا |
Parayı ona verdim, hayatını mahvettiğim için üzgün olduğumu söyledim hatta annesinin erken çıkması için ifade bile vereceğimi söyledim. | Open Subtitles | أعطيته المال، وأعتذرت إليه لإفساد حياته، وقلتُ له أنّي سأشهد نيابة عن أمّه، وأحاول إصدار إفراج مُبكّر لها. |
ona kartımı verdim ve elektrikçi olduğumu söyledim. | Open Subtitles | لذا أعطيته بطاقتي، وقلتُ له أنّي اختصاصي بالكهرباء. |
ona yardımına ihtiyacım olmadığını söyledim, bana patlattı bir tane. | Open Subtitles | قلتُ له أنّي لستُ بحاجة لمساعدته، ومن ثم لكمني لكمةً قويّة. |
ona da bilmediğimi söyledim. Sonra da arabada öldü. | Open Subtitles | قلتُ له أنّي لا أعرف، ثمّ مات فجأة في السيّارة. |
Sen şunu al, ona ver ve onu özlediğimi söyle, olur mu? | Open Subtitles | -خذ هذه له وقُل له أنّي أفتقده، إتّفقنا؟ |
Ve ona herkesin içinde her horozun kendi çöplüğünde öteceğini göstereceğim. | Open Subtitles | "سأريه عرضًا بسيطًا يثبت له أنّي الأفضل" |
ona Alicia Florrick'in çıkış paketiyle ilgili görüşmeye gittiğimi açıkladım. | Open Subtitles | {\pos(192,220)}فسّرت له أنّي كنت هناك أفاوض لـ(آليشيا فلوريك) عقد خروجها. |
ona de ki, hançeri kendim bulacağım. | Open Subtitles | قل له أنّي ذهبت بحثاً عن الخنجر بنفسي |
Babamı o sert tekmeyi attım çünkü annemi ve beni dövmeyi bırakmayacaktı ve ben de ona, ondan daha güçlü olduğumu göstermek istedim bize bir daha vuramasın diye. | Open Subtitles | وانا رَكَلتُ والدي في وجهه .. بقوةٍ شَديدَة لأنَـه لم يتوقف عن ضَربِي أنا وامُّي وأردتُ ان أُظْهِـرَ له .. أنّي اقْـوى مِنه |
Whitlock'a götürdüm ve ona istemediğimi söyledim. | Open Subtitles | و لهذا أخذتُه إلى "ويتلوك" و قُلتُ له أنّي لا اُريدُه |
Bunu söylediğimi ona söyleme sakın. | Open Subtitles | لا تقل له أنّي أخبرتك ذلك. |
ona üzgün olduğumu söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأقول له أنّي آسفةٌ. |
ona üzgün olduğumu söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأقول له أنّي آسفةٌ. |
Max'a gördüklerimi söylersem ona gidip ilk başta kullanmama izin verenin ben olduğumu söyleyeceğini söyledi. | Open Subtitles | قالت أنّه لو ذهبتُ إلى (ماكس) وأخبرتُه بما رأيت، فقالت أنّها ستذهب إليه وتقل له أنّي سمحتُ لها بالمرّة الأولى. |
Ben de yalan söyledim. Barmen olduğumu söyledim. | Open Subtitles | -لذا كذبتُ وقلتُ له أنّي كنتُ النادل . |