"له بعض" - Translation from Arabic to Turkish

• Ona biraz
• Ona birkaç
• Ona bir
• için birkaç

Ona biraz para vermezsem beni döveceğini söyledi.
قال بأنه سيضربني ما لم احضر له بعض المال

Ona biraz magnezyumlu süt getireyim mi?
أعطي جلب له بعض الحليب من أكسيد المغنيسيوم؟

Söylediklerini anlıyorum, bu adamın bir ailesi var ve benim de Ona biraz borcum.
اعلم ما تقوله, هذا الرجل لديه عائله ولدي له بعض المال.

Eger Flash da benim oglum olsaydi Ona birkaç sey soylerdim.
حسنٌ، لوكانا لبرق ابني سأقول له بعض الأمور

Parayı al. Ona birkaç oyuncak al. Babasından olduğunu söyle.
فقط خذي المال، أحضري له بعض الألعاب وقولي له أنها من أبيه

Ona biraz cesaret verin.
حسنـًا، إذهب وتحدّث إليه قلْ له بعض الكلام التشجيعي

Gücünü toplaması için Ona biraz vakit kazandırırız.
سنوفّر له بعض الوقت حتى يستعيد قوته سوف نعثر عليه

Evet, yani eğer Ona biraz çikolata götürürsem konuşacaktır.
نعم، أعني إذا أحضرتُ له بعض المالتيزر سيتحدّث

Tamam, Ona biraz koklamalık tuz verin, iyi olacaktır.
حسناً, فقط أحضري له بعض النّشادر وسيكون بخير

Bu sabah Ona biraz yiyecek getirdim. ama yedi mi bilmiyorum.
أحضرت له بعض الطعام هذا الصباح ولكني لا أعلم إن كان تناوله

Kuzenim orada yaşıyor. O biraz hastaydı, o yüzden Ona biraz yiyecek getirmiştim.
إنه مريض قليلاً، لذا .جلبت له بعض الخضار

Bunun ne olduğunu bilmiyorduk. Ona biraz zaman kazandırmak istedim.
لم نكن نعرف ماذا كان ذلك وأردت أن أكسب له بعض الوقت

Annesi Ona biraz para bırakmış o parayla apartman dairesi aldı.
والدته تركَت له بعض المال واشترى شقة

Ona biraz çiğ et atıyordum böylece bu gece bizi almaya gelmeyecekti.
رميت له بعض اللحم لذلك لن يأتي الليلة

Ona birkaç giysi bulun. İşi bitirecek başkasını bul.
جدوا له بعض الثياب الجديدة ثم أحضروا شخصا آخر ليكمل

Ona birkaç ekoseli gömlekler alıp kumsala götürürdüm.
شأشتري له بعض القمصان المنقوشة وأخذه إلي الشاطئ

Evet Ona birkaç spor ayakkabısı almama ya da onu Knicks maçına götürmeme izin verecek ama sorunları olduğunda bana gelmeyecek.
نعم، سيتركني أشتري له بعض الأحذية الرياضية أو أن أصطحبه لمباراة فريق النيكس لكنه لن يجيء إلي عندما تواجهه مشاكل

Odası arkada. Ona birkaç kıyafet getirin.
غرفته من الخلف، اذهب واحضر له بعض الثياب

Ben de Ona birkaç kurabiye götürdüm ve konuştuk adam bambaşka biri oldu.
لذا جلبت له بعض الكوكيز و جلسنا فقط و تحدثنا و قد تحول تماماً يا إلهى

Ciddiyim, Ona bir hesap ayarlamanı istiyorum bilirsin, başka bir ülkede mesela, nasıl yaparsan işte.
بجديّة، أريدك أن, كما تعلم، رتّب له بعض الحساب, كما تعلم؟

Hatta onun için birkaç böcek yakaladım. Ama o dönüp bakmıyor bile.
ولقد اصطدت له بعض الحشرات ولا يريد أن يلمس أي شيء