Nerede yaşadığı, işi, herhangi bir terörist eylemiyle bağlantılı olabilecek herhangi bir şey. | Open Subtitles | أين يسكن، عمله، اي شيء يمكن أن يكون له صلة باي نشاط إرهابي |
Onun ölümüyle diğerlerininki bağlantılı değil bu yüzden sizi ilgilendirmiyor. | Open Subtitles | قتله ليس له صلة بهم ولا ينبغي أن تقلق بشأنه |
Hapishanede kadınlara tecavüz eden adamın cinayetlerle bağlantısı var. | Open Subtitles | الرجل الذي يغتصب النساء في السجن له صلة بالقتلة. |
Şu anda benimle ve ağabeyimle bağlantısı olan herkes tehlikede. | Open Subtitles | أي أحد له صلة بي أو بأخي معرض للخطر الآن |
Bize sağlık sigortası sağlamasıyla alâkası var yani aslında, açıkçası, bize hiç para ödemeseniz de olur. | Open Subtitles | هذا له صلة بالتأمين الصحي الذي نحتاجه لذا ليس عليك حقاً أن تقوم بالدفع لنا |
Gömülü adamla bir alakası olmalı, değil mi? | Open Subtitles | لابـد إن له صلة بالرجل الذي دفـن، أليس كذلك؟ |
Hayır, bu soruyu konuyla alakasız buluyoruz. | Open Subtitles | لا ،وأود أن تنظر الى ان السؤال ليس له صلة |
Kaçırma olayıyla ilgisi var. | Open Subtitles | هذا يعني بأن له صلة بالمُختطِفين |
Tabii ya, alakalı bir durum zaten! | Open Subtitles | طبعاً، لأن هذا له صلة بموضوعنا! |
Meat Cute cinayetiyle bağlantılı olduğunu düşündüğüm bir adam beyinler hakkında konuşup duruyor. | Open Subtitles | رجل له علاقة بجرائم القتل في متجر اللحوم له صلة ما بأمر الأدمغة |
Eğer Marco Eddie'yi öldürdüyse, onu hapse tıkacağız ve onunla bağlantılı olan herkesi. | Open Subtitles | ثم نحن ستعمل ينزله جنبا إلى جنب مع كل من له صلة به. |
Fakat farkettiğim diğer şey de bunun, hangi öğrencilerin katıldığı ve ne kadar iyi katılım gösterdikleri ile bağlantılı olduğudur. | TED | يبدو أن له صلة إلى المدى الذي يشارك فيه الطلاب، وإلى مستوى جودة هذه المشاركات |
Bunun gezegende olanla bir bağlantısı var mı bilmiyorum. | Open Subtitles | في الحقيقة,لا أعلم أذا كان هذا له صلة بما حدث على الكوكب |
Kimse onu görmemiş. Ama Kazaklar'la bir bağlantısı var gibi. | Open Subtitles | لم يره أحد لكن له صلة بمجموعة الكازو |
Kum saatiyle bir bağlantısı var mı? | Open Subtitles | هل له صلة بالساعة الرملية هذه؟ |
Alice Alquist'le bağlantısı olan bir Sergis Bauer vardı. | Open Subtitles | لقد كان هناك سيجس بوير وكان له صلة بأليس اليكويست |
Bu ülkeyle bağlantısı olan birinin bu işte parmağı olacağına inanmıyorum. | Open Subtitles | لا اعتقد أن أحداً من هذا البلد له صلة بهذا. |
O pizza yerinin hiçbir çalışanının Taffet ile alâkası yok, ve hiçbiri daha önce tutuklanmamış. | Open Subtitles | {\pos(192,210)}(لا أحد من موظفي محل البيتزا له صلة بـ(تافت ولا أحد منهم لديه أي سجل إجرامي |
alakası yok. İnsan evlenmeden sevişmemeli. | Open Subtitles | هذا ليس له صلة ينبغي علي المرء فقط ممارسة الجنس عند الزواج |
- Hayır. Söylediklerinin tamamı alakasız demiyorum. | Open Subtitles | لست أقول أنّ أيًّا مما قاله له صلة بالقضية |
Isobel'in kayboluşunun araştırmasıyla bir ilgisi var mıydı? | Open Subtitles | (إختفاء( إيزابيل.. أكان له صلة بأبحاثها؟ |
Vakayla alakalı bir şey buldunuz mu? | Open Subtitles | أوجدتِ شيئاً له صلة بالقضية؟ |
Geçmişte kaldı. Sorunuz konu ile ilgili olmalı, Bay Keane. Açıklayın lütfen. | Open Subtitles | ربما يكون سؤالك له صلة بالقضية, ولكنى لااعرف الصلة |
Bu sorunun kesinlikle soruşturma ile ilgisi yoktur. | Open Subtitles | أعتراض .هذا السؤال ليس له صلة بالأمر تماماً |