"له على" - Translation from Arabic to Turkish

• ona bir
• Onun için

Abimin eşinin yanında ona bir iş ayarladık, mutfakta çalışıyor.
لا أعلم لقد حصلت له على عمل عند زوج شقيقي

Sadece ona bir içki ısmarlamak istedim.
حاولت أن أحصل له على شراب هذا هو الموضوع

Almanya'ya gitmek ister, yani ona bir pasaport alabilirseniz...
يريد الذهاب إلى المانيا لذا إن إستطعت أن تحصل له على باسبورت..

Onunla görüşmeden Onun için kaza sigortası yaptırabilir miyim?
أيمكننى أن أحصل له على تأمين ضد الحوادث بدون إزعاجه؟

Onun için biraz sargı bezi getirdim. Yarasıyla ilgilenmeme izin ver.
حصلت له على بعض الضمادات دعيني اهتم بجرحه

Kesinlikle! Onunla sabah konuşurum, ona bir satıcıIık işi buluruz.
إنني سوف أراه في الصباح و أتحدث معه و أحصل له على وظيفة كبائع

Lütfen bana bunu yapma baba. ona bir yerlerden para bulabiliriz.
أرجوك ، لا تفعل هذا بي .أبي ، سنعثر له على بعض المال

Bence ona bir tasma ve zincir almalısın Diana.
أعتقد أن عليك أن تحصلي له على طوق وقيد ، ديانا

- Pazartesiye kadar. Sonra Esirgeme Kurumuna götürürüz. ona bir ev bulurlar.
فقط إلى يوم الاثنين، وبعدها سنأخذه إلى خدمات راعية الأطفال ليجيدوا له على منزل

ona bir sponsor bulmak zorundasın, şimdi. Hepsini Paris'e götürecek bir uçuş.
اعثر له على ضامن لأخذهم جميعاً الى باريس.

ona bir çalışma vizesi alabiliriz. Sığırları biliyor.
يمكننا الحصول له على تأشيرة عمل، إنه يجيد التعامل مع الماشية

Teyzemin ricasıyla posta odasında ona bir iş ayarladım.
حصلت له على وظيفة في غرفة البريد كمعروف لخالتي

Baston yutmuş gibi duruyor. - ona bir tane var mı?
يبدو وكأنه ابتلع عصا سأحصل له على واحد

Belki de o uyurken ona bir dövme yaparım.
ربما أحصل له على وشم عندما يخرج

Büyükannesinin ona bir iş bulduğunu duydum,
سمعت ان جدته حصلت له على وظيفه

ona bir iş bulmamı istiyorsun.
تريدين مني أن أعثر له على عمل.

ona bir tane de şoför almalısın.
عليكَ أن تحصل له على سائق أيضاً

Sör Nigel'ın tavsiyesiyle Onun için onay al.
احصلي له على صلاحيات بأعلى مستوى بناء على توصية السير نايجل

Sadece benden para istedi. Onun için buldum da parayı.
كان ذلك سيجعلني مفلسا لكنني حصلت له على المبلغ

Banliyöden uzaklaşmak Onun için iyi olacak.
خروجه من الضواحي سيكون مفيداً له على أية حال

Onun için önemli bir şovdu. Şu anda muhtemelen baskıyı üzerinden atıyordur.
كانت حفلات مجهدة بالنسبة له على الأرجح يستريح الآن