Ve şimdi ölümünden sonra Resimleri satılabilir, değil mi? | Open Subtitles | و الآن طبعاً بعد وفاته يمكن أن تباع لوحاته ؟ |
Resimleri milyonlarca dolara satıldığı için buraya para koydum. | Open Subtitles | وهذه النقود لأنه باع لوحاته كمليون دولار |
Değerli Tablolarını güvende tutmak için karşılaştığım en çılgın güvenlik sistemiyle evini tablolarının etrafına inşa etti. | Open Subtitles | ، ولإبقاء لوحاته الثمينة بأمان بنى لها منزل كامل ليُحيط بها وأحاطه بأكثر نظام أمني لا يُصدق قد رأيته من قبل |
Tablolarını anlam vermeye başladığımızı sanıyordum ben de. | Open Subtitles | أظن أننا بدأنا نفهم ما تعنيه لوحاته |
resimlerinden birini takip ettiğimizde ucunda bizi bir bomba bekliyordu. | Open Subtitles | في المرة الأخيرة التي تعقبنا فيها أحد لوحاته ، قادنا الأمر إلى تفجير |
Onun kadın kolleksiyonu tablo kolleksiyonundan daha fazladır. | Open Subtitles | يقال أن مجموعة لوحاته تفوقها فقط مجموعة نسائه |
Şapel'de resim yaparken... "Çocuklar, 15 şapelde çok iyi iş çıkardım ama... | Open Subtitles | عندما كان مايكل أنجلوا يرسم لوحاته الستة عشر قد قال إسمعوا أعتقد أنني قد قمت بعمل رائع |
Saatlerce tabloları için çalışmalar yapardı. | Open Subtitles | أمضى ساعات في بحث ودراسة لوحاته |
Eserlerinin pek azı savaştan sonra Macaristan'dan çıkarılabildi. | Open Subtitles | لا يوجد الكثير من لوحاته أستطاعت الخروج من "المجر" بعد الحرب |
Pender, ben de Matisse'ye yeni tablolarından birini satın alacağımı söylüyordum, koleksiyon için. | Open Subtitles | بندر، لقد كنت للتو أقول لماتيس بأننا سنشتري إحدى لوحاته من أجل مجموعتنا الخاصة |
Bana onun Resimleri yağmurda kalmış gibi gelir. | Open Subtitles | كما تعلمين، إنطباعي دوماً على أن .لوحاته تبدو كإنها متروكة تحت المطر |
Resimleri çok değerli. Çalmaya değecek kadar değerli. | Open Subtitles | جعلت قيمة لوحاته ترتفع كثيراً، بما يكفي لجعل هذه تستحق السرقة. |
Marie-Thérèse'le ilgili Resimleri sadece sevişme içeriyordu. | Open Subtitles | لوحاته عن ماري كانت كلها عن ممارسة الحب |
Resimleri nerede? Yo, ressam değil. | Open Subtitles | إين لوحاته - لا، لا ، لا، ليس هذا النوع من الفن - |
Bir ay önce Nicholas Tablolarını ilçenin diğer tarafındaki galeriye birkaç yüz dolara satmış. | Open Subtitles | منذ قرابة شهر، (نيكولاس) باع ثلاثة من لوحاته لصالة عرض في الجانب الآخر من المدينة بدولارين |
Tablolarını ben sattım. | Open Subtitles | كنت أبيع لوحاته |
Van Gogh'un en ünlü resimlerinden biri olduğunu ve hayatının son iki yılında yaptığını biliyor muydun? | Open Subtitles | هكذا... اه، هل تعلم لم فان جوخ لوحاته الأكثر شهرة العامين الماضيين من حياته؟ |
Kardeşim bir ressam. Onun resimlerinden bir tanesi. | Open Subtitles | ان اخي رسام , وهذه حد لوحاته |
Son dönemlerde buraya yerleştirilen subayın pek çok tablo ve icatla firar ettiğini öğrendim. | Open Subtitles | قيل لي أن الضابط كان يعيش هنا مُؤخرًا توارى عن الأنظار مع كثير من لوحاته و إختراعاته |
Ateşli sevgilisi onun zengin ve zevk sahibi insanlara resim satan harika bir sanatçı olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | الجميلة تعتقد أنّه فنّان رائع يبيع لوحاته للأغنياء والذوّاقين |
Onun yaptığı tabloları göremedim. | Open Subtitles | لم اعثر على أي من لوحاته |
Picasso tablolarından birini bitirdiğinde " Acaba kaç kilo çekiyor? " demedi hiçbir zaman. | Open Subtitles | حينما أنهى "بيكاسو" اللوحة الأولى من لوحاته "لم يقل: " أوه اتساءل كم وزنها |
Rembrandt tuvalini işlerken kurşun ve zehirli yağlar kullanırdı. | Open Subtitles | استخدم رامبرانت في لوحته الرصاص وزيت البلوط السام لعلاج لوحاته |